• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Barışa çerağ uyandıralım

11 Ocak 2024 Perşembe - 00:00
Kategori: Yazarlar, Zeynel Kete
Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.”

Yaşar Kemal

Alevi inancında çerağ /delîl zahirî anlamında; ışık, nur, aydınlık anlamına gelir ki, bütün bunların kaynağı ise güneştir. Güneş cümle canın delîlidir. Kadim geleneği devam ettiren Alevi sürekleri, Ezdiler güneşe sırtını çevirmezler. Sabahları gün doğumunda ve akşamları gün batımında yüzlerini güneşe çevirir, ışığı avucunun içine alır, yüzüne sürer. Bu ritüel son derece kadim bir gelenektir.

Güneşin, ışığın, delîlin batın manası da vardır. Zulmat deryasına karşı, Nahak anlayışa, tekçi zihniyetlere, karanlığa, baskılara, her türlü iktidara karşı; aydınlığı, bilgeliği, kemaleti, birliği, direnişi, adaleti gösterir. Bütün cümle canın varlığının devamı için gereklidir, yaşamın kaynağıdır. Ateşi uyandırmak, harlamak zulme karşı zafer manasına da gelir. Reya Heq Kürt Alevilerinin anadilleri ile dile getirdikleri eski gülbanklarda Güneş dişil bir sembol olarak anılır, cümle canı zorda, darda kurtaracak tanrıça durumundadır. Güneş huzmelerini ana kadının ışığı, aydınlığı, kemaleti, adaleti ile özdeş tutarları. Daha sonraki bazı deyişlerde Güneşin eril bir karaktere büründüğü görülmüştür.

Alevi sürekleri cem ekranlarında delîli uyandırırken (çerağı /delîli yakmak kelimesini kullanmazlar), kadimden bu güne hakikat ve özgürlük arayışında bulunan bütün değerlerin, evliyaların, peygamberlerin, önderlerin isimlerini dile getirirler. Bu değerlerin, kültürel direniş damarının, mücadelenin, yaratımlarının kendilerine yol göstereceğine, bu değerlere ikrar verdiklerine olan inancını dile getirirler. Her dönemin hakikatini devriye eden kişilere ikrar verirler. Bu dile getiriliş ritüelinin (erkanının) sonunda; yaşanmış katliamların bir daha olmaması için “çerağımız uyansın cümle canın varlığı, birliği, dirliği adına” diyerek, barışa çerağ uyandırıyorlar.

Alevi süreklerinde her can Hakkın varlığının delîlidir, varlığın birliğini bedeninde taşır. Çar anasır cümle canda bir libasa bürünmüştür. Cümle canın doğum, doyum ve görünür olma hakkı vardır. Bu hakkı engellemek Nahak bir anlayıştır. En fazla savaş ortamlarında bu hak engellenir. Cümle can kainatın aynası, Hakkın varlık deryasıdır. Evrendeki her varlık birbiri ile varoluş ilişkisi içerisinde birbirini tamamlar. Cümle canın varoluştan kaynaklı, varlığını devam ettirme, görünme hakkı; bireyin, toplumun ve doğanın bütünlüklü ilişkisi barış manasına gelir.

Alevi sürekleri kadimden bu güne kadar başka bir toplumu, bir mekânı ele geçirmek, denetimi altına almak, hükmetmek, sermaye biriktirmek için inançlarını araç haline getirerek savaşa meydan açmamışlardır. Ama bireye, topluma, doğaya, birlik ve beraberliğe, komünaliteye, insanlık değerlerine, ortak yaşam alanlarına, kutsallarına bir yönelme, yok etme durumu söz konusu olduğunda direnmeyi cenk olarak kabul etmişlerdir. Zulme karşı direnmek Alevi inancında ibadet sayılır. Varlığını, birliğini, dirliğini, mekanını korumayı Hakkın emri rızası olarak kabul etmiş, Nahak anlayışa karşı Hakkın safında olmanın gereği olarak kabul etmiştir.

Alevi inancında cümle canla bir anlam ifade eder. Cümle canın varlığını korumayı barış ilkesi olarak kabul eder. Kurdun kuşun, börtü böceğin, yerin göğün, kapı komşunun, kainatın öbür ucunda olan yaşamı zorda ve darda olanın, zulme uğrayanın hakkını savunmayı inancının gereği savunmuştur. Zulmat deryasının temsilcileri tarafından zulme uğrayanlara yönelik ise “mazlum çaresiz değildir” diyerek, karanlığa karşı mutlaka bir aydınlığın, çarenin, direnmenin olacağına inanmaktadır.

Devletçi uygarlık güçlerinin “birlik beraberlik içinde yaşayalım” söylemi, tekçiliği ifade etmektedir. Özellikle ulus devlet anlayışında farklılıkları tekleştirme yaşamın her alanında; devletin zor ve ideolojik aygıtları ile yapılmaktadır. Dincilik, ırkçılık, cinsiyetçilik siyaseti aynı zamanda savaşa, baskıya, her türlü zulme meşruiyet kazandırma aracı haline gelmiştir. Alevi hakikati her dönemde tekçiliği, savaşa, zulme karşı gelerek “bozuk düzende sağlam çark olmaz” tespitinde bulunmuştur.

Barış için direnmeyi, çerağ uyandırmayı ibadetinin gereği sayan Alevilerin her zamankinden daha fazla barışı haykırmaları gerekiyor. Bedeller ödenecek bir değere sahip olmak, o değeri ne pahasına olursa olsun korumak anlamına geliyor. Cem ekranlarında söyledikleri şu dörtlük:

“Eşrefoğlu al haberi

Bahçe biziz gül bizdedir

Biz de mevlanın kuluyuz

Yetmiş iki dil bizdedir.”

Farklı etnik yapıların, dillerin, kültürlerin birbirlerinin yok edici silahı değil, varlık nedeni olduğunu dile getirir. Barış kavramını ibadetinin dili olarak kabul etmiş, barış söylemini cem erkanında sazıyla dile getirmiş, semaha durmayı, çark ı pervaz haline gelmeyi, hakikat ve özgürlük arayışı olarak kabul etmiş, bu arayışa “aşk ile” diyerek ikrar vermiş, yolu kadınla başlatmış, hiçbir zaman makbul olmamış Alevi süreklerinin, kurumlarının, yol ulularının, yola talip olanların, ikrar verenlerin, meydan açanların, çerağ uyandıranların “barışa ses olarak” barışa çerağ uyandırma zamanıdır.

Eşit ve özgür yurttaş olma; bireyin toplumu ile beraber kendi mekanları, hafızaları, inançları, dilleri, kimlikleri ile yaşamalarıdır. Bu haklarından dolayı ayrımcılığa maruz kalmamalarıdır. Dinciliğin, ırkçılığın, cinsiyetçiliğin resmileştiği günümüzde barışı istemek aynı zamanda savaşa hayır demek, savaşı engellemek manasına gelir.

Aralarında edebiyatçıların, müzisyenlerin, yazarların bulunduğu 569 imzacı “Barışa ses olalım” deklarasyonunu İstanbul ve Amed’de bir basın toplantısı ile deklare ettiler. Alevi sürekleri, kurumları, yazarları, pirlerinin de bu çağrıya “barışa çerağ olalım” diyerek destek vermesi inançlarının gereğidir. 13. yüzyılda imparatorlukların farklıkları katliama uğrattığı, istila ettiği, savaşların çok yoğun yaşandığı bir dönemde Pir Hacı Bektaş-ı Veli’nin güvercin donu ile yaşadığımız topraklara gelmesi; en zor dönemlerde barış için mücadele etmenin ifadesidir. Sivas katliamında Hakka yürüyen Nesimi Çimen canımızın dile getirdiği gibi:

Barış güvercini

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Barış güvercini uçsun dünyada

Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün

Barış güvercini uçsun dünyada

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin

Dünya cennet olsun yaşasın insan
Gelin barışalım dökülmesin kan
Son bulsun savaşlar kesilsin figan
Barış güvercini uçsun dünyada

İnsancıl insanlar barıştan yana
Ancak zalim olan kıyar insana
Barış aşkı yayılmalı cihana
Barış güvercini uçsun dünyada

Nesimi der ki ey füze yapanlar
Acımasız zalim cana kıyanlar

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Kör Noktada’ faili meçhul

Sonraki Haber

Dersim sürgünü ‘Kürt Cemo’

Sonraki Haber
Gelenekten yararlanmak

Dersim sürgünü ‘Kürt Cemo’

SON HABERLER

‘Demokratik toplum için komünlerde yer alın’

‘Demokratik toplum için komünlerde yer alın’

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çin’de ana öncül topluma dair kanıtlar bulundu

Çin’de ana öncül topluma dair kanıtlar bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

1992’de katledilen Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir anıldı

1992’de katledilen Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

EKO-DER yaban geyiklerine yönelik saldırıya tepki gösterdi

EKO-DER yaban geyiklerine yönelik saldırıya tepki gösterdi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

10 yaşındaki çocuk 5 gündür kayıp

Kayıp çocuğun cenazesi Fırat Nehri’nde bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

KRT TV çalışanlarının eylemi 5’inci gününde devam ediyor

KRT TV çalışanlarının eylemi 5’inci gününde devam ediyor

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır