Çatışmalarda 2 çocuğunu yitiren ve silah yakma törenine katılan Saide Ulugana, ‘Çocuklarımızın cenazeleri kutularda, torbalarda bizlere verildi, ama bunca acıya rağmen ‘barış’ diyoruz’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun silah yakma töreni gerçekleştirdi. Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silemanî kenti kırsalında bulunan Şikefta Casenê’de gerçekleştirilen tören, çeşitli toplumsal kesimlerin, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, siyasetçi, aydın, yazarlar katıldı. Töreni izleyenler arasında bulunan ve çatışmalı süreçte 2 çocuğunu kaybeden Barış Annesi Saide Ulugana, yaşadıkları acılara rağmen ‘barış’ demeye devam edeceklerini söyledi.
PKK’ye 1 Nisan 2007’de katılan kızı Aynur’u (Ronahi Tamara) 29 Nisan 2021’de Amed’e, 2027’de PKK’ye katılan oğlu Rıdvan Azad’ı (Karker Tolhildan) 10 Ekim 2023’te Efrîn’de kaybeden Saide Ulugana, kızının cenazesini ancak 93 gün sonra alabildiğini söyledi. 3 yıl önce kızını Lice’de çıkan bir çatışmada yitirdiğini aktaran Saide Ulugana, ancak cenazesinin verilmemesi için engeller çıkarıldığını ifade ederek, “Ramazan ayında kızım şehit oldu. Bizler o kadar gidip geldik. Adliye ve ilgili bütün kurumlara başvurduk. Kızımın yaşamını yitirdikten 93 gün sonra cenazesini alarak defnettik. 2 çocuğum çok farklıydı. Duruşları, konuşmaları, yol göstermeleri çok farklıydılar. Aynur küçük olmasına rağmen evin bütün sorumluluğunu almıştı. Aynur her zaman dediğim dedik bir çocuktu, ne deseydi o olurdu. Azad da Aynur gibiydi. Aynur ve Azad ne okulda ne de evde asla saygılarını bozmayan ve huzur veren bir yerde duruyorlardı. Azad her zaman arkadaşlarına yoldaş gibi davranır, yoldaşlık onun için en önemli şeylerden biriydi. Hala arkadaşları beni ziyarete gelince ondan bahsederken gözleri dolar. Arkadaşları her zaman ‘Onun gibi arkadaş, yoldaş’ bulunmaz derlerdi” ifadelerini kullandı.
‘2 ay ara ile gittiler ve ben bir daha göremedim’
Oğlunun ne istediğini bilen, kararlı bir yapısı olduğunu belirten Saide Ulugana, “Aynur ve Azad çok dürüstler. Arkadaşlarına ve çevrelerine olan yaklaşımları ile herkes tarafından çok seviliyordular. Oğlum ve amcasının oğlu birbirlerini çok severlerdi ikisi birlikte PKK’ye katıldı. Sabah okula gitmek için uyandırdığımda sadece bir bardak çay içer, bir lokma ne varsa yer çıkıp, giderdi. Ben çocuklarımın büyüdüğünü bile göremedim. Aynur ise benim her şeyimdi. 2 çocuğum da 2 ay ara ile gittiler ve ben bir daha göremedim” diye konuştu.
‘Barış istiyoruz’
Tanıklık ettiği silah yakma töreninde yaşadığı duyguları anlatan Saide Ulugana, “Biz 7 anne oradaydık ve çok duygusal anlara şahit olduk. Zaxo’ya geçtiğimizde bizi karşılamaya geldiler. Bizlere verilen değer asla paha biçilmezdi. Silêmanî’ye geçtiğimizde heyecandan yerimizde duramıyorduk. Bir yanımız hüzün, bir yanımız mutluluk ve barış duyguları ile kabarıyordu. Her yerden birçok kişi gelmişti. Grubun alana geldikleri ilk anı unutamıyoruz. Hepimiz ağladık ve onları karşımızda görünce bir rüyanın içindeyiz gibi hissettik. Onları canlı karşımızda görmenin verdiği huzur hiçbir şeyde yoktu. Silahlarını yaktıklarında o kadar ağladık ki… Ama bir yandan da barışa bir adım olduğu için umutlandık. Ama asla teslim olmadılar; bu bir başarıdır. Bizler acılar çektik, artık kimse acı çekmesin. Çocuklarımızın cenazeleri kutularda, torbalarda bizlere verildi ama bunca acıya rağmen ‘Barış’ diyoruz. Bizler kendimize güveniyoruz barışı getireceğiz” diye belirtti.
‘Tarihi bir ana tanıklık ettik’
Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun silah yakma töreninde gruba Besê Hozat’ın öncülük etmesini, Abdullah Öcalan’ın kadına verdiği güç ve misyondan kaynaklandığının belirten Saide Ulugana, “Eskiden biz kadınları hiçe sayan bir zihniyet varken şuan Sayın Öcalan sayesinde kadınlar, artık hayatın her yerinde aktif bir şekilde rol alabiliyor ve söz sahibidir. Artık kadının önü açıldı. Bu tarihi ana kadın öncülük etti. Bunlar hepsi Sayın Öcalan sayesinde” dedi.
‘Kimliğimizi istiyoruz’
Sorunun çözümü için devletin somut atması gerektiğini belirten Saide Ulugana sözlerini şöyle tamamladı: “Başta cezaevlerinde bulunan hasta ve siyasi tutsaklarının tahliye dilmesi gereklidir. Cezası bitmiş, fakat cezaevlerinde tahliye edilmeyen binlerce insan var, onların da artık tahliyesi gerekiyor. Verilen cezalar yüzünden yerinden yurdundan olan milyonlarca insan var, bunlardan biri de benim oğlumdur. Dilimiz üzerindeki bu yasaklamalar artık kaldırılsın, dilimiz eğitim dili olsun. Bunca yıldır mücadelesini verdiğimiz bu davamız, dil davasıdır. Biz kimliğimizi, varlığımızı istiyoruz.”
Haber: Özlem Yacan / MA