• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Ekim 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Koçyiğit: Türkiye bölge politikasında bir yol ayrımındadır

20 Ekim 2025 Pazartesi - 12:50
Kategori: Güncel, Manşet

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ‘Türkiye bir yol ayrımındadır. Bölge politikasını barış ekseni üzerine mi kuracak? Dış politikasını halklarla eşit özgür, demokratik bir ilişki ekseninde mi oturtacak? Yoksa geçmişteki kodlarla güvenlikçi perspektifle yine devam mı edecek?’ dedi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’na getirilecek Suriye, Irak ve Lübnan tezkereleri anımsatarak, “Tam da barışı, silahsızlanmayı, çatışmasızlığı konuştuğumuz bugünlerde iktidarın yeniden Meclise bir savaş tezkeresi getirmiş olmasını özel olarak dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Bu tezkere ile Türkiye’nin hem Suriye hem de Irak’ta asker bulundurmasının süresi uzatılmak isteniliyor. Hatta yeni askerler görevlendirilmek isteniyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu tezkerelerin mantığı her ne kadar ülkenin güvenliği olarak nitelendirilse de en nihayetinde başka ülkelerin iç işlerine müdahale olduğunu görüyoruz. Bu anlamıyla hem meşru değil hem de hukuki olmadığının altını çizelim. Devletin, iktidarın genel bir yaklaşımı var. Güvenlik konsepti ve algısı var. Bu algıyı da yıllardır topluma anlatarak kendilerince gerekçelendirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Oysa ki bugüne kadar  geldiğimiz bütün bu süreçleri değerlendirdiğimizde savaş tezkerelerinin de güvenlikçi politikaların da ne Türkiye’de ne de bölgesel sorunları çözemediğini aksine; sorunları daha da derinleştirdiğini hatta neredeyse bölgeyi büyük bir kaosa ve şiddet sarmalına sürüklediğini hep beraber görüyoruz” dedi.

‘Suriye’nin geleceğini Suriyeliler belirler’

Kurula getirilecek tezkerenin içeriğine dair bilgiler paylaşan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Suriye yönetiminin gereksinimleri deniliyor. Peki Suriye yönetiminin gereksinimleri ile Suriye halkının gereksinimleri aynı mıdır? Dikkat edilmesi gereken Suriye yönetiminin gereksinimleri midir? Yoksa da Suriye’de yaşayan Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Dürzilerin, Arap Alevilerin gereksinimleri midir? Bizim açımızdan halkların gereksinimleri temel olandır. O da demokratik birleşik bir Suriye’dir. Demokratik birleşik bir Suriye’nin inşa edilmesi ve kurulmasıdır. Fakat bu bakış açısından Türkiye’nin çok uzak olduğunu görebiliyoruz. Suriye halklarının geleceğini Suriye halkları belirler. Suriye halklarına rota çizmek, Suriye halklarına dışarıdan reçetelerle kendilerine bir gömlek biçilmesi, bir dayatma içerisinde olmasını kabul etmiyoruz. Kimisi bunu kendi çıkarları, ekonomik çıkarları gerekçesiyle yapıyor. Kimileri bunu güvenlik gerekçesiyle yapıyor” diye belirtti.

‘Güvenlikçi politikaları devam ettirmesi güvensizlik yaratıyor’ 

Suriye’deki entegrasyon sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulanan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Entegrasyon süreci başlamamış mı? Alt komiteler kurulmamış mı? Bu komitelerin kurulmasına uluslararası güçler de destek vermiyor mu? Yine Türkiye’nin de bu sürecin bir parçası olduğuna dair beyanlar var. Peki bütün bunları nereye koyacağız? Yani ortada bambaşka bir hakikat, bambaşka bir süreç var.  Yürüyen ve hepimizin desteklediği bir süreç var. Türkiye halklarının ekseriyetinin yüzde 70’nin başarılı olsun diye dua ettiği ve destek verdiği ama ne yazık ki tam da iktidarın bu çelişik politikaları nedeniyle bir taraftan Kürt sorununun demokratik çözümü için bazı adımlar atarken bir süreç başlarken bir taraftan güvenlikçi politikaları devam ettirmesi güvensizlik yaratıyor.”

‘Türkiye bir yol ayrımındadır’

Bütün bu anlayışı, bütün bu çelişik durumları kabul etmenin mümkün olmadığını söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Türkiye bir yol ayrımındadır. Bölge politikasını barış ekseni üzerine mi kuracak? Dış politikasını halklarla eşit özgür, demokratik bir ilişki ekseninde mi oturtacak? Yoksa geçmişteki kodlarla güvenlikçi perspektifle yine devam mı edecek? Her yere güvenlikçi perspektif nedeniyle müdahale etme hakkını kendisinde görecek ve bunun sonuçlarının gerçek anlamda halklar açısından yıkıcı sonuçlarının açığa çıkmasına mı neden olacak? Temel mesele budur. Kendi iç barışını sağlamış, kendi Kürt sorununu demokratik yollarla çözmüş, demokratik bir Türkiye’ye geleceği için kapı aralamış ve Türkiye’de kurduğu barış nedeniyle de Türkiye’deki iç barışını sağlamış olması nedeniyle de bölge barışına da ciddi katkılar sunmuş, bölgenin istikrarına, güvenliğine ve demokrasisine de katkı sunmuş bir Türkiye mi? O anlamıyla tezkerelerin çözüm olmadığını, güvenlikçi perspektifinin çözüm olmadığını söylüyoruz. Onun için bu güvenlikçi yaklaşımlar yerine barışçıl bir paradigmayı, diyalogu, müzakereyi mutlaka esas almak gerekiyor. Ortadoğu halkları, Türkiye halkları çok acı çekti. Çok kan gördü. Çok gözyaşı akıttı. Artık daha fazlasına hiç kimsenin ne tahammülü var ne de ihtiyacı var. Bugün yeni bir yüzyıla girerken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2. yüzyılında eğer kendisine bir ilkeyi rehber edinecekse o da barış ve demokrasi olmalı, birlikte yaşam ilkesi olmalı. Eşit, özgür, demokratik bir yaşamın Hayata geçirilmesi olmalı. Bu tezkereye de genel kurulda hayır oy kullanacağımızı ama sadece DEM Parti’nin hayırıyla değil, gerçek anlamda bugün barışı esas alan her partinin demokrasiye kılavuz edinen her partinin, ülkenin barışçıl demokratik geleceğine emek vermek isteyen her kesiminde bu tezkereye hayır oy kullanmasını yönünde de davetimizi, temelimizi de ifade ediyoruz” diye belirtti.

‘Bütçenin yüzde 11,4’ü savunma harcamalarına gidiyor’ 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, 2026 yılı bütçesinin Maliye Bakanlığı’na sunulduğunu belirterek, “Perşembe günü de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz gelip sunumu yapacak. 2026 bütçesi geçmişteki bütçelerden farklı mı diye bir soruyla başlamak gerekiyor. Ne yazık ki değil. Halkın değil, yoksulun değil, kadının değil, gencin değil, çocuğun değil. Kimin bütçesi? Sarayın bütçesi, sermayenin bütçesi, yandaşın bütçesi, rantın, talanın ve faizin bütçesini yeniden allayıp pullayıp süslü rakamlarla önümüze getirecekler. Daha önceki yıllarda pandemi diye bu faiz ve savaş bütçesini savunuyorlardı. Sonra deprem diye savunup gerekçe uydurmaya çalıştılar. Bakalım bugün bu yıl bize hangi gerekçeyi sunacaklar? Çöpten ekmek toplayanların, yoksulluk nedeniyle giderleri karşılayamadığı için traktörünü icra nedeniyle satan çiftçinin, yoksulun ülkesi. Üretemeyen hayvan üreticisinin, zeytini yerinden sökülen, başka yere taşınan köylünün ülkesi. Evet, bu manzaranın kendisi bizim manzaramız. Bütçenin yüzde 11,4’ü savunma harcamalarına gidiyor, sorduğumuzda ‘hayır, savaşta değiliz’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Kafasını kuma gömmüş bir bütçeyi önümüze getirmişler’

Gülistan Kılıç Koçyiğit, devamla şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kürt sorununda demokratik çözüm imkanlarının açığa çıktığı bir dönemde sanki zaman durmuş ve 27 Şubat çağrısı olmamış. Sanki bütün bunları bu ülkede tartışılmıyormuş gibi gözünü kulağını kapatmış, kafasını kuma gömmüş bir bütçeyi önümüze getirmişler ve bize onaylatmak istiyorlar. Bunun kabul edilemez olduğunu ifade edelim. Yine Plan ve Bütçe Komisyonuna 36 maddelik bir Vergi Kanunu geldi. Torba yasağı anlayışından vazgeçmeyen bir iktidar anlayışı var. Torba ara sıra çuval oluyor. Yakında hangara bağlayacaklar bu yasaları onu da biliyoruz. Şimdi bu torba yasa Yönteminin nitelikli bir yasama faaliyetini ortadan kaldırdığını çok söyledik. Birbirine benzemeyen onlarca kanun maddesinde değişiklik içeren bir meseleyi getiriyorsunuz. Torbaya koyuyorsunuz. Ya bir milletvekilinin 15 tane kanunu ayrı ayrı tarayıp her bir kanundaki değişikliği çalışması bile neredeyse bir günde iki günde imkansız. Halkın vekillerinin de buna yoğunlaşmasını, bunun gerçekten her bir maddeye ilişkin hakkını vererek muhalefet etmesinin de önüne geçmek istiyorlar bu torba yasa sistemi ile beraber. 

‘Bütün bütçenin yükü yoksulun sırtına yüklenmiş’ 

Şimdi vergide bir sistem getirmişler. Şimdi bu ülkedeki vergi sisteminin adaletsiz olduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Sokakta herhangi bir emekliyi çevirin, bu ülkede vergi adaleti var mı diye herhalde sizin yüzünüze gülecektir. Hangi adaletten bahsediyorsunuz? Emekli maaşımdan tutalım da gündelik hayatımda aldığım her şeyde vergi ödüyorum. Ama bu ülkede zenginler vergi ödemiyor. Vergi tabana yayılmış. Bütün bütçenin yükü yoksulun sırtına yüklenmiş. Çalışanın sırtına, emeklinin sırtına yüklenmiş durumda. Ama gelir vergilendirilirken de gelir meselesinde vergi dilimlerinin adaletli olması gerekiyor ve özellikle rant ve sermaye kesimlerinin gerçekten bu ülkenin ekmeğini yedikleri bütün gelirini elde ettikleri, servetin elde ettikleri topraklara borçlarını, vergilerini ödemeleri gerekiyor. Ama genelde onları kayırmaya, kenarda tutmaya çalışıyorlar.

‘Yoksullar, bu ülkede yaşayan halklar refahtan pay alamıyor’ 

Bakın emekçilerin ödediği gelir vergisi geçen yıla göre yüzde 91,6 artmış. Ülkenin kaymağını, ülkenin bütün gelirini sömüren, talan eden bir kesim var. Yoksullar, emekliler hiç umurlarında değil. Şimdi yeni vergi kanunuyla, tasarısıyla kira gelirlerinden, sigorta primlerinden, araç alım-satım ücretlerine kadar birçok alanda yeni vergi yükleri getiriliyor. İstisnalar kaldırılıyor, yeni harçlar konuluyor. Hükümet bu düzenlemeyle de en az 250 milyar TL ek gelir toplamayı hedefliyor. Peki, bütün bu toplanan paraları nereye harcıyorlar? Yoksullar, bu ülkede yaşayan halklar refahtan pay alamıyor. Birileri büyüyor. Birilerinin bilançoları büyüyor. Dolaylı vergilerin azaltılması gerekiyor. Servet ve rant vergilerinin getirilmesi gerekiyor. Gelir dilimlerinde adil bir düzenlemeye hızla getirilmeli ve vergi harcamaları adı altında yandaşa aktarılan kaynakların da kesilmesi gerekiyor. Gerçek anlamda bir vergi reformunun hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu hafta ‘Milli Parklarla’ ilgili de bir yasa da genel kurula getirilecek. Bu kanun Milli parkları ranta açmanın, yandaşa aktarmanın, yapılaşmaya açmanın formülüdür. Kimse bize süslü sözler söylemesin. Korunan alanların öncelikle bilim insanlarından, ekolojistlerden, orada yaşayan yöre insanından ve en önemlisi muhalefetten hiçbir kimseden görüş almadan yasa yapıp önümüze getirmekten AKP artık vazgeçmelidir. Bu milli parkların gerçek anlamda talan edilme yasası derhal geri çekilmelidir. 

‘Sızan taslağın resmileşmesini kabul etmiyoruz’

11. Yargı Paketi sızdı. AKP hükümetinin yetkilileri ‘Henüz resmi olarak bize gelmedi’ diyor. Adalet Komisyonu başkanına da sordum. Ama sızan hali bir gerçekse eğer gerçekten durum vahim. Yani bu AKP taktiğidir. Önce sızdırırlar. Bir kamuoyunu yoklarlar. Kim ne diyor, tepkileri görürler. Ondan sonra da o yasayı resmi zeminlere taşırlar. Ama çok açık ve net söyleyelim. Biz bu sızan taslağın resmileşmesini kabul etmiyoruz.” 

‘Rapor genel kurula gönderilecek’ 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Komisyonda bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek” sorusunu, “Geçen haftaki oturumun son oturum olmasını bekliyorduk. Daha önce Meclis Başkanı ve koordinatör grup başkan vekilleriyle böyle konuşulmuştu. Bu hafta içinde MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’nın gelip bir sunum yapması ve bunun da nihai bir oturum olması hedefleniyordu. Ama anladığımız kadarıyla bu hafta bakanların takvimi uymadığı için bu hafta muhtemelen komisyon toplanamayacak. Bir sonraki hafta en azından bu durumda dinlenmelerini bekliyoruz. Daha sonra da raporun yazılması gerekiyor. Ön rapor, ara rapor, herkesin farklı bir nitelendirmesi var ama rapor yazılacak. Rapor genel kurula gönderilecek ve böylelikle de ilk aşaması tamamlanmış olacak” şeklinde cevapladı.

Kaynak: MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Trump’tan Zelenski’ye: Putin isterse seni yok eder

Sonraki Haber

Divan Otelleri Genel Müdürü ifade verdi

Sonraki Haber
Divan Otelleri Genel Müdürü ifade verdi

Divan Otelleri Genel Müdürü ifade verdi

SON HABERLER

Qizilhesar Cezaevi’nde açlık grevi geçici olarak durduruldu

Qizilhesar Cezaevi’nde açlık grevi geçici olarak durduruldu

Yazar: Bedri Adanır
20 Ekim 2025

Dêrsim’de doğa ve çevre mitingi düzenlenecek

Dêrsim’de doğa ve çevre mitingi düzenlenecek

Yazar: Heval Elçi
20 Ekim 2025

AB, Rusya’dan gaz ithalatına 2028’de son verecek

AB, Rusya’dan gaz ithalatına 2028’de son verecek

Yazar: Bedri Adanır
20 Ekim 2025

30 yıllık tutsağa Amed’de kitlesel karşılama

30 yıllık tutsağa Amed’de kitlesel karşılama

Yazar: Aziz Oruç
20 Ekim 2025

Gazeteci Hüseyin Aykol yeniden uyutulacak

Gazeteci Hüseyin Aykol yeniden uyutulacak

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
20 Ekim 2025

SES: Şiddetsiz bir sağlık sistemi mümkündür!

SES: Şiddetsiz bir sağlık sistemi mümkündür!

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
20 Ekim 2025

Yerlikaya Amed’de: Süreç bir güvenlik projesi değil

Yerlikaya Amed’de: Süreç bir güvenlik projesi değil

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
20 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır