• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Yeniden entegrasyon süreci: Öneriler, modeller – II

21 Kasım 2025 Cuma - 23:00
Kategori: Güncel, Manşet
Yeniden entegrasyon süreci: Öneriler, modeller – II

Çoğunlukla silah bırakanların sivil yaşama yeniden katılımı biçiminde anlaşılsa da yeniden entegrasyon programları uzun yıllar çatışma, savaş deneyimi ile birlikte yaşayan toplumların bir bütünen birbirine sosyal uyum ve entegrasyonunu içerir

Şirin Bayık

Birleşmiş Milletler (BM), çatışma çözümlerine dair 1999 yılından bu yana DDR (Disarmament, Demobilization and Reintegration- Silahsızlanma, Demobilizasyon ve Yeniden Entegrasyon) adlı bir program geliştirmiştir. Türkiye’de henüz bu program uygulanmamış olsa da devam eden Barış ve Demokratik Toplum Süreci içerisinde barışın üç adımı olan bu aşamaları Türkiye’nin özgünlükleri çerçevesinde ele aldık. Silahsızlanma, Demobilizasyon ve Yeniden Entegrasyon aşamalarını ayrı ayrı değerlendirdiğimiz dosyamızın bu kısmında kalıcı barışın çerçevesini oluşturan Yeniden Entegrasyon aşamasını araştırmacı-yazar Dilan Aydın ile konuştuk. İçerisinde birçok faktörü barındıran bu aşamaya ilişkin somut öneriler ve değerlendirmelerde bulunan Dilan Aydın, çatışma çözümlerinde DDR ve benzeri barış süreçlerine katkı sunabilecek metodolojik yaklaşımların değerlendirilmesinin ve tartışılmasının oldukça önemli olduğuna dikkat çekerek, “DDR programlarında zincirin son halkası olarak görülen yeniden entegrasyon süreci zorlu ve oldukça uzun vadeye yayılan bir döneme işaret ediyor. Öncelikli olarak elbette yeniden entegrasyondan ne anlaşıldığına göre sürecin değiştiğini de ifade etmek gerekiyor” dedi.

Dilan Aydın

Dilan Aydın, yeniden entegrasyon aşaması için, “Çoğunlukla silah bırakanların sivil yaşama yeniden katılımı biçiminde anlaşılsa da yeniden entegrasyon programları uzun yıllar çatışma, savaş deneyimi ile birlikte yaşayan toplumların bir bütünen birbirine sosyal uyum ve entegrasyonunu içerir. Savaştan etkilenen ve savaşan gruplar yalnızca silah bırakanlar olmadığı gibi yeniden entegrasyon sürecinde de çok yönlü farklı aktörler ve gruplar bakımından entegrasyonunun değerlendirilmesi gerekir. Yeniden entegrasyon tüm bu bireyler ve topluluklar açısından kapsayıcı ve onarıcı olmalıdır. Geçmişin acıları unutulmadan, fakat dönüştürülerek, farklı kesimlerin ortak yaşam kültürü oluşturması sağlanmalıdır. Hakeza her çatışma kendi paramiliter gruplarını yaratma riski de taşır ve hakikatlerle yüzleşme bu aşamada önem kazanır. Öncelikle tüm bu kesimleri kapsayıcı bir çözüme ulaşabilmek üzere uzlaşma komisyonları gibi toplumsal uzlaşma mekanizmaları ve diyalog grupları gibi yöntemler değerlendirilebilir” dedi.

Stockholm İnisiyatifi raporu ve geçiş dönemi adaleti

DDR programlarının ortaya çıkışından bu yana eleştirilmekle de beraber güvenlik eksenli bir yaklaşımla ele alındığını söyleyen Dilan Aydın, “Bu noktada DDR’ın pek tartışılmayan ‘R’si yani ‘yeniden entegrasyon’ kavramının uygulama örneklerine bakıldığında bir tür ‘yeniden inşa’ olarak değil ‘yeniden uyum’ programı biçiminde ele alınıyor. Yeniden entegrasyon veya yeniden inşa diyebileceğimiz süreç oldukça uzun ve çok katmanlı, çok aktörlü bir döneme işaret ederken, süreci yeniden uyum bağlamında ele almak sürdürülebilir iyileşmeyi de ne yazık ki zedeleme riski taşıyor. Hatta bahsettiğimiz riski minimalize edebilmek adına, 2006 yılında DDR üzerine Stockholm İnisiyatifi’nin hazırladığı final raporunda, süreç içinde DDR kavramsallaştırmasının etrafına net sınırlar çizme çabasının dar bir şekilde anlaşılma riski taşıması dolayısıyla Geçiş dönemi adaleti ve Uzlaşma tedbirleri ile beraber ele alınması önerilmiş. Bu nedenle önce yeniden entegrasyon kavramını doğru bir zeminden uzun, zorlu tek bir yöntemi bulunmayan, programın uygulandığı barış sürecine ve topluma içkin, özgün ve biricik bir kavram ve dönem olarak görmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Yeniden entegrasyon iki aşamalı düşünülmeli

DDR modellerinde ülkelerin özgünlük koşuluna bağlı olarak farklılık gösterdiğine işaret eden Dilan Aydın, “Ancak entegrasyon sürecini iki aşamalı düşünmenin fayda sağlayacağı kanaatindeyim. İlki ‘Barışı Koruma’ dediğimiz acil eylem planlarının ve çatışma önleyici önlemlerin ortaya konulması gereken dönem, ikinci olarak ise yeniden entegrasyonun esasen hayata geçeceği sürdürülebilir sosyoekonomik, sosyokültürel ve demokratik siyasal entegrasyon programlarının uygulanması” şeklinde konuştu.

Özellikle bağımsız gözlemcilerin bulunmasının barışı koruma süreçleri için önemli olduğuna dikkat çeken Dilan Aydın, “Zira taraflar, siyaset biliminde commitment problem/ taahhüt problemi olarak tanımlanan, karşılıklı güvensizlik halinin devam ettiği bu dönemde taraflar çatışmaya dönülmesi riskini ortadan kaldırmak üzere kolaylaştırıcılığa ihtiyaç duyar. Üstelik izleme ve değerlendirme yapan bağımsız gözlemci yapılar yalnızca uluslararası kuruluşların değil, yerel üyelerin de yer aldığı bir yapıda olmalıdır” dedi.

İkinci adımda yer alan sosyoekonomik, sosyokültürel ve demokratik siyasal entegrasyon sürecine ilişkin ise Dilan Aydın şöyle dedi:

“Demobilizasyon dönemi ile beraber başlanan silah bırakan gruplara ve ailelerine yönelik nakdi, ayni destekler, psikososyal destek mekanizmalarına ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi edimlerle karıştırmamak gerekir. Zira bu destekler barışı koruma dönemlerinde toplumların savaşa veya çatışmaya dönme riskini ortadan kaldırmaya dönük özel önleyici uygulamalar olarak görülmelidir.”

Toplumsal kabulün inşası

Bir diğer önemli adımlardan biri olan toplumsal kabule ilişkin ise Dilan Aydın, “Barışın böyle bir zeminde tamamlanması toplumsal kabulü riske attığı gibi aynı zamanda Pareto’nun elitlerin dolaşımı teorisi bağlamında bir değerlendirmeyle barış elitlerini yaratma riski de taşıyor. Bu da dolaylı olarak toplumla bütünleşemeyen, toplumların birbirine uzun yıllar devam eden savaş veya çatışma halinden sonra entegrasyonunu göz ardı eden bir sonucu ifade eder. Barış inşa sürecinde çözüme dönük çalışmalar liberal hibrit modeller üzerinden oluşsa da, toplumsallaşan ve daha yerelden yaklaşıma içkin bir modelin oluşması kapsayıcılığı arttırma potansiyeli taşıyor” önerisini dile getirdi.

Dilan Aydın devamında, “Toplumsal entegrasyon, yalnızca formal hukuk ise ‘Toplum Sözleşmesi’nde ‘İnsan özgür doğar, ama her yerde zincirlere vurulmuştur’ diyor. Bu zincirler yalnızca merkeziyetçi mekanizmalar değil; önyargılar, korkular ve geçmişin acılarıyla örülmüş bireysel ve toplumsal bağlar aynı zamanda. Belki de egemenler sosyal yaşamı dizayn etmediğinde tamamen bütünleşmiş oluruz. Bugün yeni bir toplum sözleşmesi mümkün” dedi.

Fon desteği ve kapasite gelişimi programları

Her barışın inşa sürecinin başarılı olabilmek için yeterli fon desteğine ve kapasite gelişimine ihtiyacı olduğunu da belirten Dilan Aydın, “Bu konuda uluslararası toplum çoğunlukla sorumluluk almaya ve barış sürecinde bulunan ülkelere kapasite gelişim ve fon desteği sağlamaya hazırdır” dedi. Aydın, “Örneğin Sierre Leone de uluslararası toplum Sierre Leone barışına ciddi bir fon ayırmıştır. Ayrıca özel sektör ve sivil toplum gibi aktörlerin erken aşamada sürece dahil edilmesi de yine sürecin ihtiyacı olan ileri aşama gereksinimlerine destek için uygun zemin sunar. Dünyada yaygın uygulamalardan ilki belirli sürelerle yeniden uyum sürecinde silah bırakan gruplar ve ailelerine ayni ve nakdi destekler sağlanarak sürecin kolaylaştırılmasıdır. Bu dönemlerde genellikle ayrıca psikososyal destek mekanizmalarına da erişim sağlanır. Ancak uzun vade planları bakımından istihdam olanakları yaratılması, psikososyal desteğin sürdürülmesi, mesleki eğitimler ve eğitim olanaklarına ve adalete erişimin kolaylaştırılması gibi durumlar için öncelikle destek merkezleri kurulduğu görülmüştür. Uzun vadede yerellerde silah bırakanlar, savaştan etkilenen topluluklar gibi destek ihtiyacı duyanların başvurabileceği merkezler oluşturulmuştur. Dünya örneklerinde her ne kadar bu merkezler çeşitli kamu otoritelerine bağlı kurulmuş olsa da Türkiye’de bu merkezleri oluşturma sorumluluğunu yerel yönetimler üstlenebilir” önerisini dile getirdi.

PKK kadrolarının sivil siyasete katılımı

PKK’nin kadrolarının sivil siyasete katılımına ilişkin yasal çözümler ve mekanizmalara ilişkin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın deklarasyonuna işaret eden Dilan Aydın, “Deklarasyonun yalnızca bir politik çağrı olmaktan öte toplumsal yeniden inşayı da gündemine alan bir yapısı bulunmaktaydı. Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da barış sürecine ilişkin komisyonun açılış konuşmasında literatürde başarılı bir ‘Türkiye Modeli’ oluşması için komisyonun çaba göstereceği yönünde bir açıklaması olmuştu” dedi.

İrlanda modeli

Kuzey İrlanda’da, bahsedilene benzer bir süreç işlediğini dile getiren Dilan Aydın, “İRA militanları Hayırlı Cuma/ Belfast Antlaşması’nda düzenlenen yasal çerçeve ile silahsızlandılar ve kapsamlı bir aftan yararlandılar, Sinn Fein’e katılarak burada uzun yıllar siyaset yaptılar. Öncelikle bu örnekten de hareketle silahsızlanma ile başlayan süreçte yapılan hukuki çalışmalarla düzenlenecek olan mutabakat düzeyinde veya Kalıcı Barış Yasası düzeyindeki hukuki çalışmalarda açıkça düzenlenerek demokratik siyasete katılıma çerçeve kazandırılması gerekir. Kürt sorununun demokratik siyasetle çözümüne dönük devam eden henüz silahsızlanma süreci ve öngörülen siyasal kanalların açılması sorunun çözümüne dönük örnek uygulamalarda farklılıkları bulunmakla beraber yapısal benzerlikler boyutunda gelinen aşama İRA modelinden beslenmeye daha açık görünüyor” belirlemesinde bulundu.

Yeniden entegrasyonun esası: Eşit yurttaşlık

Son olarak yeniden entegrasyonun kalıcılığı adına ‘eşit yurttaşlık olmadan barış yalnızca ateşkes düzeyinde kalır’ hatırlatması yapan Dilan Aydın, “Bir diğer ifade ile silahlar ortadan kalkar ancak toplumlar arasında çok kutuplu yaşam devam eder. Bir yurttaşın dili, kültürü ve kimliği kamusal alanda geri planda kalıyorsa eşit yurttaşlıktan bahsedilemez. Ulus devlet yapısının getirdiği katı yasal düzenlemeler bütünü Türkiye gibi yapısal durumu çok kültürlü bulunan coğrafyalarda tarihsel kökleri bakımından çok farklı sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Bu sorunların çözümü hem yasal güvence hem de sosyal ve kapsayıcı kabule ve anadil, kimlik ve kültürün statüsünü tanımaya dönük uygulamalarla mümkün” ifadelerini kullandı.

Dilan Aydın somut öneriler olarak da şu başlıkları sıraladı:

  • Yerel Barış Komisyonları
  • Diyalog Grupları
  • Uzlaşma Komisyonları
  • Psikososyal Destek Merkezleri-Yerel Yönetimler bünyesinde
  • Ekonomik Entegrasyon: Kooperatifler, girişimcilik destekleri, kalkınma projeleri, uluslararası ilk aşama destekleri, mikro kredi uygulamaları, mesleki eğitim süreci
  • Eğitim ve kültürel çözümler
  • Siyasal katılım bakımından yasal çerçeve.

Barışın üç adımı: Silahsızlanma, demobilizasyon ve yeniden entegrasyon – I

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sosyalizm ve komünal toplum

Sonraki Haber

Hayata çalışmak

Sonraki Haber
Hassasiyet mi dediniz?

Hayata çalışmak

SON HABERLER

İspanya’da kömür madeninde göçük: 3 işçi toprak altında kaldı

İspanya’da kömür madeninde göçük: 3 işçi toprak altında kaldı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Kasım 2025

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

Vatandaşlık ücreti sosyal yıkımı önler mi?

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Hassasiyet mi dediniz?

Hayata çalışmak

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

Yeniden entegrasyon süreci: Öneriler, modeller – II

Yeniden entegrasyon süreci: Öneriler, modeller – II

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Sosyalizm ve komünal toplum

Sosyalizm ve komünal toplum

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
21 Kasım 2025

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

İkinci aşama ya da kritik eşik

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Humus’ta kaçırılan Alevi gençler katledildi

Humus’ta kaçırılan Alevi gençler katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
21 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır