Uyuşturucu ve suç çetelerinin ağına düşürülen çocuğun annesi defalarca emniyete gitmesine rağmen bir şey yapılmadığını söyledi
Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaşı giderek düşerken, çocuklar hem suç çetelerinin hem de devlet mekanizmalarının hedefi oluyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığının 2024 verilerine göre Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaşı 22 – 45. Ancak sahadaki örnekler, çocukların çok daha erken yaşlarda uyuşturucu ve suç riskiyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
JINNEWS’ten Melike Aydın, çocuğu uyuşturucu ve suç çetelerinin tehdidi altında olan ve adını güvenlik gerekçesiyle değiştirdikleri A.B. ile konuştu. A.B., hem çocuğunun hem de kendisinin yaşadığı süreci ve ilgili kurumların ihmallerini anlattı.
A.B., çocuğundaki değişimleri şöyle aktardı:
“Sürekli sokaklarda çocuğumu arıyordum, beni görünce kaçıyordu. Davranışları birkaç ay içinde değişmeye başladı. Bir arkadaşına ulaştım ve uyuşturucuya başladığını öğrendim.”
Tehdit edildi: Devlet arkamızda
A.B., defalarca karakola giderek şikayetçi olduğunu, ancak gerekli işlemlerin yapılmadığını şöyle aktardı:
“Faillerin tehditleriyle karşı karşıya kaldım. Karakolda polisler yardımcı olmadı. Oğlumun zorunlu tedavisi için mahkemeye dilekçe verdim. Bir ara 2–3 gün eve gelmedi. Onu götüren kişileri sosyal medyadan buldum. Bana hakaret ettiler ve ölümle tehdit ettiler.”
A.B., dijital medya üzerinden yaptığı paylaşımlara rağmen emniyetin kayıtsız kaldığını ifade ederek, “Git bizi şikayet et, devlet arkamızda, dediler. Bunu polise ilettiğimde Bir şey olmaz, cevabı aldım. CİMER’e delilleri gönderdim, süreç devam ediyor” dedi.
‘Kız çocukları da fuhuşa zorlanıyor’
A.B., bir gün evine gelen birkaç çocuğun kendisine başvurmasını şöyle anlattı:
“Kapıma 3–4 çocuk geldi. Uyuşturucu ağı içindeki kişiler tarafından fuhuşa zorlandıklarını söylediler. Aynı yapı çocuğumu da farklı suçlara çekmeye çalışıyordu.”
A.B., çocuğunu uyuşturucu ağına sürükleyen kişi olarak İ.Y. isimli erkek olduğunu söyledi.
Çocuğu ‘arama, zarar görmeni istemiyorum’ dedi
Çocuğunun bir süre sonra kaçırıldığını söyleyen A.B., Çocuk Şube’ye yaptığı başvurularda ciddiye alınmadığını vurgulayarak, “Çocuğumu aradığımda, Anneciğim arama, zarar görmeni istemiyorum, dedi. Polis, ‘Çocuk gelir, şikayetini almamıza gerek yok’ dedi. Günlük evlerde saklandıklarını, yurtdışı numaraları kullandıklarını söyledim ama yine bir işlem yapılmadı” sözlerini kullandı. A.B., iki kez CİMER’e başvurduğunu, delil ve bilgileri paylaştığını ekledi.
A.B., çocukların tutulduğu mekana iki kez baskın yapıldığını aktararak, “Mühürlendi ama defalarca mührü kırdılar. Çünkü kapatılması çok kolay engellenebilecek bir mekan değil.”
‘Cezaevlerinde de şiddete maruz kaldı’
A.B., çocuğunun bir dönem çocuk cezaevinde kaldığını ve burada da hak ihlallerine uğradığını söyledi. A.B., “Cezaevinde çocuklar şiddete maruz kalıyor, müdahaleler gecikiyor. Gardiyanlar çocukları sonradan kaldırıyor. Çocuğum güvende değildi. Hiçbir şekilde koruma sağlanmıyor” dedi.
A.B., çocukların cezalandırılması yerine koruyucu ve rehabilite edici mekanizmaların güçlendirilmesi gerektiğini şöyle dile getirdi:
“Toplumda dışlanıyorlar. ‘Kimse benimle ilgilenmiyor’ diyerek daha fazla risk altına giriyorlar. Cezaevi çözüm değil; devlet koruma sağlamalı.”
HABER MERKEZİ









