• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Aralık 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ali Sinemilli

‘İktidar karşıtı’ Sözcü iktidardan görev mi aldı?

24 Aralık 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Ali Sinemilli, Manşet, Yazarlar
‘İktidar karşıtı’ Sözcü iktidardan görev mi aldı?

Anlaşılıyor ki, bu görüşmeler esasında yayın konseptinin tartışıldığı, çerçeçevesinin belirlendiği toplantılar oluyor. Ki, zaten yapılan açıklama da bunu gösteriyor. Dolayısıyla Sözcü’nün yayın politikasını iktidardan, iktidarın yürüttüğü süreçten bağımsız görmemek gerekir

Ali Sinemilli

Medyada çok gündemleşmedi. Fakat 17 Aralık günü RTÜK Başkanı’nın önemli konukları vardı. Bu konuklar, Sözcü TV Genel Müdürü Güney Öztürk ile Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni İpek Özbey’di. RTÜK Başkan’ının yaptığı açıklamaya göre görüşmede ‘Yayıncılık alanındaki güncel gelişmeler, izleyici beklentileri ve medyaya ilişkin düzenleyici çerçevenin kamu yararı doğrultusunda oluşturduğu etkiler üzerine kapsamlı bir değerlendirme’ gerçekleşti.

Hatırlanırsa, İpek Özbey Nisan ayında da RTÜK’ü ziyaret etmiş, eski başkan ile bir görüşme yapmıştı.

Malum! Sözcü TV kamuoyunda iktidar karşıtlığı ile biliniyor, kendisini böyle gösteriyor. Hal böyleyken TV’nin Genel Yayın Yönetmeni’nin her altı ayda bir RTÜK ziyaretini nasıl anlamak gerekir? Son dönemlerde TV’de yaşanan yönetim ve kadro değişikliklerini nasıl okumak lazım? Aynı şekilde, Sözcü grubunun süreç karşıtlığı bağlamında yaptığı yayınları iktidardan bağımsız ele almak mümkün mü?

Açık ki, Sözcü esası ilgilendirmeyen bazı konularda iktidar ile ters düşüyor, böyle de bir görüntü vermekten çekinmiyor. Fakat konu Kürt sorunu gibi ülkenin bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren meseleye gelince aynı şeyi söylemek mümkün olmuyor. Her ne kadar bu yayın organı CHP güdümünde bir görüntü verse de özünde böyle bir durumda olmadığını, daha çok iktidar cephesinde konumlandığını söylemek gerçeğe daha yakın.

İçeriğine bütünlüklü bakıldığında, bu yayın organı iktidarın söyleyemediğini söyleyen, oluşturamadığı algıyı oluşturmakla görevli kılınan bir noktada durmaktadır. Özellikle kendisini Laik -Kemalist olarak adlandıran geniş toplumsal kesimleri bu sürece mesafeli kılmak, bu kesimleri demokratik bir dönüşümün tarafı değil de ırkçı- milliyetçi kesimlerin yedeği haline getirmek temel gaye gibi görünmektedir.

Kuşkusuz CHP’nin önemli bir kesimi de bu düşünce ile hareket etmektedir. Fakat genel fotografa bakıldığında yayın politikasının iktidarın arka odalarında şekillendiği görülmektedir. Böyle olmasa bu yayın organının bu kadar varlık göstermesi mümkün olmaz. Her altı ayda bir RTÜK ziyaret edilmez. Kürt tarafı karşısında iktidarın elini güçlendirmek için bu kadar manipülasyon yapılmaz. Anlaşılıyor ki, bu görüşmeler esasında yayın konseptinin tartışıldığı, çerçeçevesinin belirlendiği toplantılar oluyor. Ki, zaten yapılan açıklama da bunu gösteriyor. Dolayısıyla Sözcü’nün yayın politikasını iktidardan, iktidarın yürüttüğü süreçten bağımsız görmemek gerekir.

İktidar kendi güdümündeki medya organlarını nasıl kullanıyorsa, bu yayın organını da öyle kullanmakta, bilhassa, son süreçte esas savaşı medya üzerinden vermektedir. Bilinen gazete ve TV’lerdeki ‘yazarlar-yorumcular’ üzerinden her gün çok bilinçli bir biçimde gündemi saptırmaya dönük bir savaş yürütülmekte, bu sayede toplumsal algıya yön verilmek istenmektedir.

Bilindiği üzere, ülkenin gündemi Barış ve Demokratik Toplum süreci bağlamında Meclis’te ve dışında şekillenen tartışmalar oluyor. Bu bağlamda gelinen aşama, komisyona sunulan raporların tekleştirilmesi. Görünen o ki, bu raporların önemli bir kısmının içerik olarak zayıf olması, özellikle iktidar partilerinin raporlarının beklentilere cevap vermemesi ve ardından gelişen tepkiler önemli bir zorlanma yaratmış durumda.

Kürt tarafının bu süreçten temel bir beklentisi; Umut hakkı’nın hazırlanacak raporda yer almasıdır. Fakat DEM Parti dışındaki partilerin hazırladıkları raporlarda böyle bir başlık yer bulmuyor. Halbuki, bu sürecin daha başında MHP Başkanı Devlet Bahçeli ‘umut hakkı’ndan söz etmiş ve bu hakkın uygulanabileceğini dile getirmişti.

Açık ki, umut hakkını kapsamayan bir raporun Kürt halkı ve demokratik kesimler nezdinde bir karşılığı olmayacak, daha baştan düşünülen yasal hazırlıklar sekteye uğrayacaktır. Yine sunulan raporlarda Kürt sorununun çözümü yönünde somut bir öneri yoktur. Varsa yoksa silahsızlanma kapsamında yapılan değerlendirmeler söz konusudur.

Görülüyor ki, tartışmalar istenen çerçevede değil de farklı bir düzlemde seyir etmektedir.

Zaten AKP medyasına göre bugünlerde öncelikli gündem Suriye’dir. Golan tepelerini haritadan çıkaran, bunun için tek bir söz etmeyen Colani’nin tekçi yönetimine QSD teslim olsun diye altı boş bir propaganda faaliyeti yürütülmektedir.

Belli ki, ne iktidar kanadının hazırlıkları ne de sahadaki gerçeklere yaklaşım devam eden süreç ile uyumludur. Hal böyle olunca, hakikati ters yüz etmeye dönük çaba yoğunlaşmakta, medya üzerinden psikolojik özel savaşa ağırlık verilmektedir. İktidara yakın kalemşorların DEM Parti’yi sıkıştırmak, taleplerinden vazgeçirmek için yürütükleri psikolojik operasyonlar da 10 Mart Mutabakatı çerçevesinde QSD’ye yönelik geliştirilen algı operasyonları da bu çerçevededir. Dikkat edilirse, bu operasyonların merkezinde medya vardır.

Toplum umut hakkı’nı konuşmasın, Kürt sorununun demokratik çözümünü konuşmasın, hak ve hürriyetler tartışma konusu olmasın diye sürekli Kürt tarafına topu atan, onlardan adım atmasını isteyen, tümüyle manipülasyona dayalı bir medya dili geliştirilmekte, bu biçimde sürecin gerekliliklerinden kurtulunmak istenmektedir. Elbette bunun için her araca başvurulmakta, her yol denenmektedir. Bu noktada yeri geldiğinde Hürriyet’e iş verilip kafalar karıştırılırken, yeri geldiğinde Sözcü’ye görev verilip onun üzerinden algı operasyonları yürütülmektedir. Aradaki fark birinin açık, diğerinin gizli olmasından ibarettir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Şam’da Fidan konuşurken basın toplantısı bitirildi

Sonraki Haber

Barışın sosyolojisi

Sonraki Haber
Traşın şiddeti

Barışın sosyolojisi

SON HABERLER

10 Mart Mutabakatı’nda son durum ve temel engel

10 Mart Mutabakatı’nda son durum ve temel engel

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Paradigmanın iki temel ayağı 

Paradigmanın iki temel ayağı 

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

Kürt siyasal hareketinde temsil sorunu

Kürt siyasal hareketinde temsil sorunu

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Önder Apo’ya özgürlük, Kürt halkının en temel talebidir

Önder Apo’ya özgürlük, Kürt halkının en temel talebidir

Yazar: Aziz Oruç
24 Aralık 2025

Muhalefet yol ayrımında

Zehirli dil, kardeşlik dili

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Traşın şiddeti

Barışın sosyolojisi

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

‘İktidar karşıtı’ Sözcü iktidardan görev mi aldı?

‘İktidar karşıtı’ Sözcü iktidardan görev mi aldı?

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır