• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Ada deyip de geçmeyin öyle…

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
3 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Dis die Eiland! Hier gaan julle vrek!” (Burası bir ada! Sen burada öleceksin!) O günlerde 45 yaşlarında olan siyasi tutsak, kötü ünlü Robben Adası’na (Fok Adası) ayak bastığında gardiyanlardan duyduğu ilk cümle buydu. Afrikaans dilinde söylenen bu söz, onu, yani Nelson Mandela’yı hiç etkilemedi ama. Gülümsedi yalnızca ve kafasında uzun bir direnişin ilk adımlarını tasarlamaya başladı. Eh, zaten tehditle kehanet arası bu söz de fos çıktı sonunda. Ölmedi Mandela! 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğunda yaşlanmıştı elbette ama zihni hala capcanlıydı!

Adalar ve sömürge siyaseti

Siyasi hayat söz konusuysa eğer, ‘ada’ kavramı sadece ‘dört tarafı denizlerle çevrili kara parçası’ gibilerden coğrafi bir anlam ifade etmiyor. Neredeyse insanlık tarihi boyunca iktidar güçleri, (izolasyonu kolay olduğu için) siyasi muhalifleri hep adalara göndermeyi tercih ettiler. Bazen düşük imparatorlar da (Napolyon) sürgün olarak şereflendirdi adaları ama çoğunlukla siyasi mahkûmlar, isyancılar için uzak sömürge adaları tercih edildi. Bu, onları dipsiz bir kuyuya atmak gibiydi. Fransız Guyanası’daki Şeytan Adası böyleydi örneğin, Paris Komünü tutsaklarının sürüldüğü Yeni Kaledonya da aynı amaç için kullanılmıştı. Osmanlı ise son dönemlerinde sürgün için Malta’yı kullanırken, yakın tarihte de Yassıada hem siyasi davaların görüldüğü, hem de infazların gerçekleştirildiği yer oldu. Ve nihayet İmralı, PKK lideri Abdullah Öcalan için halen bir tecrit mekânı olarak kullanılıyor.

Zindan mekânı

Şimdi müzeye çevrilen ve UNESCO Dünya Mirası listesinde olan Robben Adası’nın acılı bir tarihi var. Cape Town şehri açıklarında yer alan adaya ilk önce Portekizliler geliyor. Daha sonra gelen Hollandalılar ise adayı köle hapishanesi olarak kullanmışlar. İngiliz sömürge döneminde de aralıklarla hapishane, akıl hastanesi ve askeri üs olarak kullanılıyor. Bir dönem de cüzzamlılar atılıyor adaya.

Afrika Ulusal Kongresi (ANC) lideri Mandela, binlerce yaşamın söndürüldüğü bu adaya getirildiğinde 1964 yılıydı. 1960’taki Sharpeville katliamından sonra silahlı mücadele kararı gereği ‘Umkonto we Sizve’ adlı gerilla birliklerini kuran Mandela, ‘vatana ihanet’ suçlamasıyla müebbet hapse mahkûm edilmişti. Mandela 1982’de Pollsmoor Hapishanesi’ne nakledilinceye dek, burada tam 18 yıl yaşayacaktı.

Koşullar çok ağırdı. Taş ocaklarında çalıştırılan mahkûmlara ayda 2 kez sıcak su veriliyordu, yemek ise keyfe göreydi. Yüzlercesi bu cehennemden sağ çıkamadı. Mahkûmların altı ayda bir 500 kelimelik mektup hakkı vardı ve ‘siyasi’ sözcükler tümüyle yasaktı. Mektuplar çoğu kez parçalanmış kâğıt parçaları olarak onlara ulaşabiliyordu. Toplam 4 metrekarelik hücresinde yaşayan Mandela, tutuklandığında 1 ve 3 yaşlarında olan iki kızını 15 yıl boyunca hiç göremedi.

Buna karşın Mandela ve arkadaşları kısa sürede adayı bir ‘üniversite’ye dönüştürdüler; en zor koşullarda bile eğitimden hiç vazgeçilmedi. Herkese okuma yazma öğretilirken siyasi tartışmalar da sürüyordu. Ve tabii bu arada ağır tecrit koşullarına rağmen binlerce değişik yoldan dünyaya ve örgüte ulaşmayı da başardılar. Onlar adadayken ANC büyük başarılara imza atıyordu.

Önder olmanın sırrı

Bu arada Mandela, adada önderliğin bütün niteliklerini ortaya koydu. 18 yıl boyunca kendisi için hiçbir özel şey istemedi. Adadaki taş ocağında başta Mandela olmak üzere ANC liderleri ağır şartlar altında çalıştırılıyordu ve bu konuda da hiç ayrıcalık istemedi. Zaman zaman kendisine işten muaf tutulma teklifi yapıldığında ve başka ayrıcalıklar önerildiğinde, kesin bir dille reddederek, “Bunu yalnızca hepimize verilirse kabul edebilirim” diye yanıtladı. Tecridi “kendi dünyası haline” getirerek çalışmalarına da bir an ara vermedi. “Biz birlikte kararlılığımızı pekiştirdik. Birbirimizi destekledik ve birbirimizden güç aldık” diye yazacaktı sonradan. Bu arada otobiyografisini de parça parça yazarak avludaki çiçeklerin altına gömüyordu.

1982’de onu adadan başka bir hapishaneye aktardıklarında rejim, “Yoldaşlarından uzak olursa müzakerelerde daha esnek olur” diye düşünmüştü ama o da tutmadı. 1990’a kadar Mandela nerede kalırsa kalsın, ırkçılığın yok edilmesi düşüncesinden hiç vazgeçmedi ve önderlik niteliğini sürdürdü.

Nihayet 1990’da bu kez Güney Afrika’nın ilk siyah cumhurbaşkanı olarak adaya yeniden geriye döndüğünde gözlerinde hüzün ve gurur vardı. 27 yıllık zindan ve 18 yıllık tecrit, bir işe yaramamıştı işte! Ona “burada öleceksin” diyenler çoktan tarihin çöp sepetini boylamıştı ama o kır saçlı adam, hala dimdik ayaktaydı. Kaderin tecellisidir ki, denizin ortasındaki küçücük bir adadan yeni bir ülke yaratılmıştı.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Frantz Fanon’un anti-sömürgeci mücadelesi üzerine bir film: Fanon

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Fransa, 2006’dan bu yana 10 Mayıs’ı ‘Kölelik ve Onun Kaldırılmasının Ulusal Anma Günü’ olarak anıyor. Bu adım, sömürgeci geçmişle yüzleşme...

Barış bir mücadele sorunudur

Provokasyonlar ve şantaj barışa hizmet etmez

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Önceki yazıların birisinde, toplumsal siyasal çatışmaların sonlandırılmasını istemeyenlerin çeşitli provokasyonlar yaptığı şeklindeki, genel kabul gören görüşten söz edilmişti. Bu tür...

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

‘Tel kafeslerinizi asla kabul etmeyeceğiz!’

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Size de gönderdiğimiz tüm yoldaşların savunma-ifadelerinden de görüleceği gibi kafesler için kullanılan tel kafesler uzağı görmemizi, gün ışığından yeterince yararlanmamızı,...

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Kürt sorununda çözüm süreci ve Türkiyeli Müslümanlar

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Son dönemde Kürt sorunu ve çözümü eksenindeki çabalar, cumhuriyetin kuruluşundan beri devam ede gelen problematik alanların tartışılmasını da beraberinde getirdi....

Köyden kente işçi göçü

Toplumsuz hiçbir şey inşa edilemez

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Depremler binaları yıkar, şehirleri haritadan silebilir. Ancak bazen daha derin, daha sessiz bir yıkım gerçekleşir: Hayatın kendisi yerle bir olur....

Muhalefet mi dediniz?

Kandil’in bıraktığı boşluk!

Yazar: Yeni Yaşam
24 Mayıs 2025

Mekan Kürdistan, farklı etnik kökenli başka halklar olsa da büyük çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı bir coğrafi bölge. Kürtlerin ortak yaşam alanına...

Sonraki Haber

Öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz-Gülsüm Kav

SON HABERLER

Riha Barosu Başkanı: Umut Hakkı uygulanmalı

Riha Barosu Başkanı: Umut Hakkı uygulanmalı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Yakınlarını kaybeden aileler: Adım atma sırası devlette

Yakınlarını kaybeden aileler: Adım atma sırası devlette

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Bakırhan, ‘Demokratik Yerel Yönetimler’ toplantısında CANLI

Bakırhan, ‘Demokratik Yerel Yönetimler’ toplantısında CANLI

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Melda Onur: Süreçte tüm kesimler söz kurmalı

Melda Onur: Süreçte tüm kesimler söz kurmalı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Tutsak yakınları kamera kaydına alındı, hakarete maruz kaldı

Tutsak yakınları kamera kaydına alındı, hakarete maruz kaldı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Guillermo Kane: Kürtler özgür değilse kimse özgür değildir

Guillermo Kane: Kürtler özgür değilse kimse özgür değildir

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

Hasta tutsağın annesi: Yasal düzenlemelerle tutsaklar serbest bırakılmalı

Hasta tutsağın annesi: Yasal düzenlemelerle tutsaklar serbest bırakılmalı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır