• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
31 Aralık 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kriz ve sistem karşıtı mücadele-Şaban İba

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
2 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Küreselleşme, uluslararası ve bölgesel entegrasyonlar, dış ticarette serbestleşme, yeni oluşan pazarlar ve paylaşım mücadeleleri, kapitalist emperyalist sistemin kriz periyotlarını daraltıyor. Özellikle sistemin bir parçası ve geri birer uzantıları olan ülkelerde ekonomik ve sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Bu bağlamda bütçesi açık vermekten kurtulamayan, dış borçları devamlı yükselen, parasının değeri düşen ve cari açıkları bir türlü kapatılamayan Türkiye’de krizlerin toplumsal hayata etkisi çok ağır ve çok yönlü oluyor. Son 40 yılda 10 büyük kriz yaşayan Türkiye’nin her kriz dönemi siyasal çalkantılar ve kemer sıkma politikaları ile aşılmaya çalışılıyor.

Her kriz, işçi sınıfı ve diğer emekçiler için daha fazla sömürü, baskı, zulüm ve yoksulluk demektir. Kriz dönemlerinde patronlar iki işi birden yapıyor. Bir yandan işçileri işten çıkarıyor, ücretsiz izinlere başvuruyor, ücretlerde düşüşler yapıyor ve işçileri sefalete sürüklüyor. Bir yandan da vergi indirimi, prim affı, ucuz kredi, emekçilerin birikimlerine (işsizlik fonu, kıdem tazminatları) göz dikerek yeni taleplerde bulunduğu devletten istediği her desteği alıyor.

Siyasal iktidarlar, yeni istikrar tedbirleriyle emperyalizmin ve onunla işbirliği halindeki tekelci sermayenin çıkarlarını gözetiyor. Grev yasakları, lokavt uygulamaları, demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlanması gibi hak gasplarıyla krizin faturasını işçi ve emekçilerin üzerine yıkıyor. İktidarın desteğine yaslanan tekelci sermaye krizi fırsata çevirerek daha fazla sömürü ve kâr hırsıyla haksız ticari vurgunlar yapıyor. Buna karşı işçi sınıfı ve diğer emekçilerin ekonomik krizi fırsata dönüştürmesi, yani, sınıf dayanışmasını ve sisteme karşı mücadelesini yükseltmesi baskı ve terörle ezilmeye çalışılıyor.

Kriz dönemlerinde siyasal gerçeklerin açıklanarak sistemin teşhir edilmesi ve sınıf mücadelesini yükseltilmesi önem kazanıyor. Ancak kapitalist burjuvazi ve egemenlerin hukuku ve fiili engelleriyle yüz yüze gelen işçi sınıfı ve emekçiler, sol ve sosyalist hareketten gerekli desteği görmüyor. Oysa kriz koşulları, kapitalizme ve emperyalizme karşı devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde yeni olanaklar ve mücadele biçimleri yaratıyor. Özellikle kitlelerin politikaya duyarlı olduğu ve her partinin kendi söylemiyle siyaset yaptığı yerel seçim koşulları, sistem karşıtı mücadele için yeni propaganda ve ajitasyon imkanları oluşturuyor.

Solda var olan soyut bir antiemperyalizm söylemi, ulusal, sınıfsal, cinsel ve inançsal farklılıkların doğru bir şekilde algılanmasını engelliyor. Emperyalizme karşı olmanın aynı zamanda kapitalizme, sömürgeciliğe, şovenizme, faşizme ve siyasal İslam’a karşı olmak anlamına geldiği gerçeği bilince çıkarılamıyor. Herkesin kendi anlayışına göre tanım yaptığı soyut bir faşizm söylemi de, ilkeli ve tutarlı ortak mücadele platformları kurulmasını zorlaştırıyor. Neredeyse tüm egemen sınıf ve düzen partilerinin faşist olarak nitelendirilmesi, mızrağın ucunun kime doğrultulacağını belirsiz hale getiriyor.

Sınıf mücadelesi perspektifi ile emekçilerden yana bir direniş hattının kurulabilmesi için işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin somut taleplerine karşı devrimci duyarlılık gösterilmesi bir yana, kitlesel bir mücadele için birleşebilecek bütün güçlerin tek bir kulvara yığılması gereklidir. Bu nedenle emperyalizme ve faşizme karşı tutarlı ve ilkeli mücadele için eski söylemler ve taktikler değil, somut şartların somut tahlili yöntemi geçerli olmalıdır. Bu bakımdan sistem karşıtlığı mücadelesinde statükonun yerine neyin konulacağı ve bunun için bütünlüklü bir mücadele anlayışı önemlidir.

Siyasette bir şeyin doğru tanımı, doğru çağrışım ve doğru mücadelenin yolunu gösterir. Kapitalizme karşı devrimci mücadele kendiliğinden ve kişisel iradelerle yükselmez. Öncelikle sisteme karşı gelişen sınıf ve kitle hareketlerine bilinçli ifadeler vermek gerekir. Bunun ilk koşulu ise sınıf ve kitle hareketinin gücüne, dinamizmine ve yaratıcılığına güvenmektir. Özgür ve demokratik bir toplumsal dönüşüm için gerekli olan devrimci ve demokratik mücadele ancak bu bilinçle yükseltilebilir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Kürt’ün yegâne talebi, iktidar sözcülerinin yeni söylemi

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

DEM Parti İmralı heyetinin Önder Apo ile yaptığı son görüşme 2 Aralık günü gerçekleşti. Neredeyse bir ay önce. Ondan önceki...

Toplumsal apoptozis: Sosyalist mücadele ile erkek egemenliğini öldürmek

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
31 Aralık 2025

Tıbbî-biyolojik bir olgu olarak apoptosizin toplumsal bünyede işler kılınması ancak komünlerle mümkün olacaktır. Kendini tanrı ilan eden iktidarlarla her türlü...

Merkezsiz Ortadoğu’da yeni bir merkez arayışı

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Demokratik entegrasyon; bir toplumun ya da halkın kimliğini inkâr etmeden, onu eritmeden, yok saymadan; tarihini, kültürünü, inancını ve değerlerini tanıyarak,...

Bir yılı geride bırakırken

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Aralık 2025

Yeni bir yıla adım atarken 21. yüzyılın ilk çeyreği de geride kalmış olacak. Geride bıraktığımız yıl özel mülkiyet rejimin içinde...

Süreci sabote etme yasası!

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan partiler raporlarını Meclis başkanlığına sundular. Bu raporlar çok tartışıldı. Kürt sorununu doğrudan...

Açlık sınırında bir asgari ücretle Türkiye ekonomisi nasıl büyür?

Yazar: Heval Elçi
30 Aralık 2025

Yeni asgari ücret açıklandı. Asgari ücrete yapılan artış, asgari ücretli bir işçiyi ve ailesini açlık sınırından kurtaran bir artış olmadığı...

Sonraki Haber

Moai heykelleri su kaynaklarını gösteriyor

SON HABERLER

JPPI: Yahudiler Türkiye’yi tehdit olarak görüyor

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

Süveyda’da patlama

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

Rabia Naz davası AİHM’e taşındı

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

QSD, DAİŞ’e karşı mücadelenin 1 yıllık bilançosunu açıkladı

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

AYM, HAGB’yi düzenleyen hükmü iptal etti

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

Aldar Xelîl: Varlığınızı ‘Kürtlerin yokluğu’ üzerinden kurmayın

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

Bakırhan: Pozitif barışa geçişi sağlayacak düzenlemeler yapılmalı

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır