• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Aralık 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Tecridin kapsamı-Pakrat Estukyan

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
5 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Açlık grevinde dördüncü ayını tamamlamaya yürüyen Leyla Güven, eylemini tecride karşı bir başkaldırı olarak açıklamıştı. Vurguladığı örnek ise İmralı Adası’nda hükümlü Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak yalıtma politikasıydı. Bilindiği gibi Öcalan, çözüm sürecinin AKP hükümetleri tarafından yok edildiği günden bu yana, çok uzun bir süredir, her mahkûmun anayasal hakkı olan avukatlarıyla, ailesiyle görüşme olanağından mahrum bırakıldı.

Açlık grevinin bir aşamasında, ailesinden iki kişiyle görüşmesine izin verilmesi, bu tecridin kalktığı anlamına asla gelmiyor.

Öncelikle belirtmek gerekir, tecrit ağır bir insan hakkı ihlalidir. Hapis cezası zaten esas olarak mahkûmu toplumdan yalıtmak, insanlarla temasını engellemek üzerine bina edilmişken, bu kez bunu daha da ağırlaştırmak, olması gereken rutin avukat görüşmelerini engellemek, ziyaretleri yasaklamak olağan bir tasarruf değil, ağır işkenceye dönüşür.

Leyla Güven açlık grevi eylemine başvurarak tam da bunlara dikkat çekmek istemiştir.

Gelinen noktada, sistem şimdi de Leyla Güven’i ve eylemini görmezden gelerek uyguladığı izolasyonu daha da pekiştirmek derdinde. Bu gerçeklik ise hem ülkede hem de ülke dışında destek amaçlı yeni açlık grevlerine yol açtı.

Geçtiğimiz hafta içinde açlık grevi eylemi yapanların sayısı 320 olarak bildirilmişti. Bugün bu sayı yeni katılımlarla çok daha yüksek bir noktaya çıkmış görünüyor. Bunun anlamı ise dayanışmanın yaygınlaştığı, direnişin derinleştiği şeklinde okunmalı.

Sözün, çığlığın, feryadın duyulmadığı, sağır duvarlara çarpıp sönümlendiği ortamlarda doğdu açlık grevi eylemi. Kimilerinin bir intihar şekli sayarak küçümsediği bu eylem tarzı, tam da tersini, direniş için bedenini ortaya koymayı ifade ediyor. Her türlü baskı yöntemine meydan okuyan bir eylem şeklidir açlık grevleri. Eylemciyi değil muhatabını çaresiz bırakır. Bu sözlerden asla ölümü yüceltmek gibi bir anlam çıkarmamalı. Nazım Hikmet’in “Düşmana inat, bir gün fazla yaşamak” dizelerini unutmadık henüz.

Bu direniş karşısında çaresiz kalanların daha önceki tutumlarını da unutmuş değiliz. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün baş sorumlusu olduğu ‘hayata dönüş operasyonu’ bir katliama dönüşmüş, 30 mahkûm ve jandarmanın vurduğu iki asker yaşamını yitirmişti.

Öte yandan kuşatılmış, adalet kavramını yitirmiş yargısı, ele geçirilmiş medyası ile, açlık sınırının altında kalan asgari ücreti, kısılmış sanayi üretimi, tükenmiş tarımı ve tökezlemiş ekonomisi ile, sendikal örgütlenmesi engellenmiş emekçi yığınları ile koskoca bir memleket tecrit koşullarında yaşıyor. Söz tecrit altında, eylem tecrit altında, düşünce tecrit altında, emeğin hakkı, emekçinin isyanı ve öfkesi tecrit altında…

Fazlası da var: Köyler, kasabalar, kentler tecrit altında. Sokaklar, mahalleler, meydanlar tecrit altında. “Nasıl?” diye mi sordunuz? Sokakta bir basın açıklaması yapmaya yeltenin de görün. Hatta hatta binaların içi, evlerin odaları tecrit altında. Ankara’da tartışan bir baba ve kızı, karşılıklı olarak birbirleri hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla savcılara ihbarda bulunmuşlar.

Güvenlik kaygısı her türlü iletişimi, insanların telefon konuşmalarını izlemekle yetinmemiş olacak ki, her türlü ihbara itibar edilen bir cadı kazanını da fokur fokur kaynatıyor.

Fizik biliminin kanıtlanmış kuralıdır: Baskı basınç oluşturur, ölçüsüz baskı ise infilak. İnsan ister istemez düşünüyor. Yarın öbür gün bir infilak yaşanırsa, ‘Sen bunu önceden bilmiştin, dolayısı ile bu infilaktan sen sorumlusun’ diye suçlanır mıyım diye. Malum, Ahmet Altan bu mantıkla cezaevinde… Dilimizde de yılların deneyimi ile üretilmiş bir özdeyiş var: “Görünen köy kılavuz istemez.” Mesele o köyü kimilerinin daha erkenden görmesinde.

Yazının girişindeki uyarıyı bir kez daha anımsatalım. Açlık grevleri bir intihar yöntemi değil, ağır baskının biriktirdiği basıncın bir çıkış yolu aramasıdır. Mesele ölümü kutsamak değil, dayatılana boyun eğmemek, bu yolda ölümden de korkmamak. Postundan daha değerli bir şeyi olmayanların anlayacağı bir mesele değil bu.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

‘Pazarlık yok’ teranesi

Katliamsız ve soykırımsız bir gelecek için

Yazar: Aziz Oruç
21 Aralık 2025

Aralık ayı Türkiye ve Kürdistan’da can yakan ve önemli siyasal sonuçları olan toplu kıyımlarının yaşandığı bir aydır. Türk devletini yakından...

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Çocuk emeğini sömürü merkezi: MESEM

Yazar: Aziz Oruç
20 Aralık 2025

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) öğrencilerinin stajyer olarak çalışırken iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiklerine dair haberler ardı ardına...

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç, riskler ve solun sorumluluğu

Yazar: Heval Elçi
20 Aralık 2025

Önemli gelişmeler sürecindeyiz. Bu gelişmeler, 40 yıllık çatışmalı sürecin sona ermesi yönünde umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak süreç, ikinci...

Uçak kazaları ve iktidar

Yetse de yetmese de…

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Aralık 2025

İktidarın, sürecin başından beri sergilediği “mış gibi yapma” hırkasını yavaş yavaş atmaya başladığını söyleyebiliriz. Mehmet Uçum, meclis komisyonuna sunulan AKP...

Öcalan’ın söyledikleri ve hakikatin dili

Sosyalizm ve sınıfta kalanlar

Yazar: Heval Elçi
20 Aralık 2025

Sosyalizm, skolastik mantıkla açıklanabilecek bir ideoloji değil. Sosyalizm eşitliği, özgürlüğü savunan bir yaşam formu. Marx, sosyalizmin çıkış noktası olarak kabul...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

CHP’nin Raporu: Newroz tatili iyi de, asıl mesele nerede?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
20 Aralık 2025

CHP, beklenen komisyon raporunu açıkladı. 53 sayfalık rapor, hemen ilk sayfada da belirtildiği üzere, yaz aylarında kamuoyu ile paylaşılan demokrasi...

Sonraki Haber

Büyük fotoğraf netleşiyor-Musa Piroğlu

SON HABERLER

20 yıl sonra Marksistler neden şimdi eleştiriyor?

20 yıl sonra Marksistler neden şimdi eleştiriyor?

Yazar: Heval Elçi
21 Aralık 2025

29 işçi yanarak öldü: Sorumlu bulunamadı!

29 işçi yanarak öldü: Sorumlu bulunamadı!

Yazar: Heval Elçi
21 Aralık 2025

Barışmak, unutmak demek değildir

Barışmak, unutmak demek değildir

Yazar: Heval Elçi
21 Aralık 2025

Hukukta ‘devlet aklı’nın sürekliliği ve demokratik toplum ihtiyacı

Hukukta ‘devlet aklı’nın sürekliliği ve demokratik toplum ihtiyacı

Yazar: Heval Elçi
21 Aralık 2025

Çocuk istismarına yatırımın fotoğrafı

Çocuk istismarına yatırımın fotoğrafı

Yazar: Heval Elçi
21 Aralık 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Aralık 2025

‘Pazarlık yok’ teranesi

Katliamsız ve soykırımsız bir gelecek için

Yazar: Aziz Oruç
21 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır