• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Ağustos 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Davutoğlu’nun manifestosu-Erol Katırcıoğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
27 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Davutoğlu’nun geçenlerde yayınlanan “manifestosu”, her ne kadar AKP Genel Başkanı’na nezaketli bir dil ve AKP’lilik ruhu ile yazılmış olsa da kapalı kapılar ardında konuşulan bir çok rahatsızlığı ortaya dökmesi bakımından önemli oldu. Davutoğlu’nun özellikle, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen sistemin, seçim başarısızlığının ardında yatan asıl olgu olduğunun altını çizmesi ve “… devlet geleneğimiz içinde toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuş yaşamasına yol açmaktadır” ifadesi bizim de yaptığımız eleştirileri doğrulamaktadır.

Gerçekten de bugün bu sistem, tarafsız olması gereken, toplumun ortak iradesini temsil etmesi gereken devlet kurumlarını hükümet kurumları haline dönüştürmüştür. Hükümet kurumunun devletin yerine ikame olması- siyasi partilerin seçimle iş başına gelen ideolojik kurumlar olduğunu düşünürsek, toplumda tarafsızlığı parçalamakta; devlet, iktidara gelen siyasi partinin organı haline dönüşmektedir. Nitekim geldiğimiz yer budur. Bugün bütün devlet kurumları olması gereken kurumlar hükümet kurumları haline gelmiş, yani hükümetleştirilmişlerdir. YSK’sından HSYK’sına, SPK’sından BDDK’sına kadar bütün kurumlar hükümet kurumları olarak çalışmaktadırlar.

Günümüzde toplumumuzun bir başka özelliği de siyasi partilerin farklı ideolojik pozisyonları savunan kurumlardan çok farklı kimlik kategorilerini temsil eden kurumlar haline dönüşmüş olmasıdır. Bu nedenle de tarafsız olması gereken devlet kurumları, bu yeni sistem altında hükümet kurumları haline dönüşürken aynı zamanda o hükümeti kuran siyasi partinin ve dolayısıyla da sosyal kimliğin hükümeti haline dönüşmüş olmaktadır. Bu nedenle de bu yeni sistemin toplumumuzda yarattığı en önemli kötülük, yönetime gelen kimliğin iktidarı diğer sosyal kimlikleri baskılayan bir mekanizmaya dönüşmektedir.

Nitekim Erdoğan Hükümeti, bu sistemin ilk örneği olarak, iktidara geldiği günden itibaren parlamentoyu siyasetin dışına taşımış, ve kendi kimliğinin gereği olan bir yönetim sergilemiştir. Seçimler yaklaştıkça da neredeyse bütün diğer siyasi partileri ve özellikle de HDP’yi düşman ilan etmiş, İç işleri Bakanlığı’nın ve kendi medyasının marifetiyle de Millet İttifakı partileri olan, CHP, İYİP ve SP üzerinde de baskı oluşturmuştur. Bu gidiş tehlikeli bir gidiştir ve toplum bu seçimlerle bu siyasetin son bulması talebinde bulunmuştur.

Yukarıdaki paragrafta Erdoğan’ın iktidara gelince “kendi kimliğinin gereği” bir yönetim sergilemiş olduğunu söyledik. Aslında Davutoğlu’nun manifestosunda, AKP’nin (Erdoğan’ın da) 2011’e kadar sürdürdüğü siyasetin aslında İslami kimlik siyasetine daha uygun olduğu daha sonraları ise bu siyasetin olumsuz bir biçimde değiştiği ima edilmektedir ki bu, bu cenahtaki bir çok yazar tarafından da dile getirilmektedir. Yani kısacası her ne olduysa Erdoğan’ın “İslami kimliğin” siyasetinden “milliyetçi” bir siyasi alana doğru savrulması, Kürt siyasetinde uzlaşıcı tavrı terkedip şahin ve düşmanlaştırıcı bir tutum izlemesi sanırım başarısızlığının da altında yatan asıl nedendir.

Siyaset kimlik siyaseti olunca kimlikler arasında çatışma da kaçınılmaz olmakta toplum ortak bir gelecek vizyonundan kopmakta. Erdoğan şimdiye dek bunu yaptı , toplumu kutuplaştırdı, çatışmacı bir noktaya getirdi ve bu seçimlerde de başarısız oldu. Sanırım alınması gereken ders budur, Davutoğlu da utangaç bir biçimde de olsa bunu söylemekte.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Süreci zehirleyen davranışlara dikkat!

Süreci zehirleyen davranışlara dikkat!

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Bununla da yetinmeyen aynı jandarma, arkadaşımıza ‘Siz Kürtlerin, bu ülkede hiçbir hakkı yoktur. Tek bir hakkınız var; o da el...

Amedliler ‘yeni sürece’ dair sözünü söyledi

Birlik olunmadan ekolojik denge olur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Mevsim olarak ekolojik döngünün en sıcak ayını yaşıyoruz. Ama bu sıcaklık ekolojik döngünün yarattığı bir sıcaklık değildir. Tıpkı bir buharlı...

Barış bir mücadele sorunudur

Komisyon, H. Fidan’ın açıklamaları ve devletin tutumu 

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Son günlerde barış sürecini etkileyen önemli gelişmeler yaşandı. Toplumun %98’ini temsil eden partilerin yetkililerinden oluşan komisyonun ne yapacağı, yetkisi ve...

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Çok yönlü yeni bir süreç içindeyiz. Kürt sorununun tarihsel eşitsizlikler yönüyle ele alınması, çözümün de yalnızca güvenlik politikalarıyla değil; demokratikleşme,...

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Savaşın nedenleri sorgulanmadan barış mümkün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Otoriter rejim bir taraftan sendikal hak ve özgürlükleri ortadan kaldırarak emekçileri açlığa, yoksulluğa mahkum ederken diğer taraftan çıkarılan yasalar ve...

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Makbul yurttaşın sonu: Özgür ve komünal yurttaşın zamanı

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Ulus-devletin “makbul vatandaş” tanımı artık iflas etti. On milyonlarca insan için mevcut yurttaşlık anlayışı derin bir krizde. Aslında bu kriz...

Sonraki Haber

SON HABERLER

Hapishanelerde kadınların durumu ağırlaşıyor

Hapishanelerde kadınların durumu ağırlaşıyor

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Süreci zehirleyen davranışlara dikkat!

Süreci zehirleyen davranışlara dikkat!

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Amedliler ‘yeni sürece’ dair sözünü söyledi

Birlik olunmadan ekolojik denge olur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Komisyon, H. Fidan’ın açıklamaları ve devletin tutumu 

Yazar: Yeni Yaşam
17 Ağustos 2025

Özgür Özel: Çözüm barışa ve kardeşliğe olan inançla gelecek

Özgür Özel: Çözüm barışa ve kardeşliğe olan inançla gelecek

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Süveyda’da saldırılara ve ablukaya karşı protesto

Süveyda’da saldırılara ve ablukaya karşı protesto

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır