• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Petrol kaçakçılığı Derazor’da siyasallaştırılıyor-Nihat Kaya 

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Derazor ya da Deryrizor… Çölün ortasında bir vaha. Adı her daim siyasal çatışmalarla anılan coğrafya. DAİŞ’in Bahoz’daki yenilgisinin ardından sükûnetin hakim olması beklenen Derazor’un adı son günlerde yeniden siyasi çelişki ve çatışmalarla anılmaya başlandı. Kimi bu çatışmaların nedenini Arap aşiretlerin QSD’ye tepkisi, kimi Arapların Kürtleri kabul etmemesi, kimi dış güçlerin kışkırtması diye niteledi. Peki Derazor’da ne oluyor?

Fırat Nehri boyunca uzanan Derazor, yüzölçümü olarak Suriye’nin en geniş vilayeti. Ancak iklim yapısından kaynaklı Suriye’nin belki de en verimsiz toprağı. Bölgede hayata soluk veren neredeyse tek soluk borusu Fırat Nehri. Bir de Habur suyu, ancak Habur son yıllarda yaşanan mevsimsel değişimden kaynaklı yaz ortasında kuruyor. Her iki nehrin kenarlarının dışında geri kalanı neredeyse tamamen çöl ve tarıma uygun değil. Bundan kaynaklı hayvancılık bölgenin en önemli geçim kaynağı.

Buna rağmen Derazor, Suriye tarihi boyunca üzerinde en çok hesap ve plan yapılan, oyun oynanan bir coğrafya durumunda. Neden?

Tek neden petrol. Suriye’nin en iyi, dünyada ise Libya petrolüyle eş kalitede bir rezerve sahip. Derazor’u dünyanın gözünde değerli kılan neden de bu. İşte tam da bu yüzden ne Suriye rejimi, ne Rusya, ne ABD, ne de Batılı güçlerin hiçbiri bu coğrafyadan vazgeçme niyetinde. Tabi bir de Türk devleti. Ancak Türk devletinin esas gayesi Derazor üzerinde hak elde etmekten ziyade, Derazor’un Kürtlerin içinde aktif olduğu bir yönetimin elinde bulunmasını engellemek.

Dünyanın birçok gücünün üzerinde hesap yaptığı Derazor’un siyasi ve demografik yapısı da her türlü hesaba ve oyuna zemin sunuyor. Bölgede bir miktar Kürt, Ermeni ve Süryani yaşasa da çoğunluğu Sünni Araplar oluşturuyor. Onlarda da aşiret bağları, en temel toplumsal bağ olarak kendini koruyor. Son günlerde Derazor’da patlak veren aşiretler sorunu da işte tam da bu nedenle devreye giriyor.

Tarihsel süreçte Derazor’un siyasal yapısı ise her daim muhalif temelde gelişti. Bölgedeki aşiretler Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluğa muhalif, Suriye devleti döneminde de Baas Rejimi’ne. Bu durumun kültürel ve mezhepsel nedenleri var. Bunların başında da Birinci Dünya Savaşı’nın halkları, aşiretleri, aileleri parçalayan sınırlar çizmesinden kaynaklı, Derazorlu aşiretler ile Irak’ın Enbar eyaletindeki aşiretler arasındaki akrabalık bağları geliyor. Tabi bir diğer önemli neden ise Suriye Baas Partisi’nin Alevi Arap milliyetçi çizgisine karşılık Derazorlu aşiretlerin Sünni Arap olma gerçekliği. Bundan kaynaklı Derazorlu aşiretler kendilerini her daim Suriye’den ziyade Irak’a daha yakın hissettiler, hissetmeye de devam ediyorlar.

Siyasal olarak da Suriye Baas Partisi’nden ziyade Sünni Arapların öncülük ettiği Irak Baas Partisi’ne daha yakın durdular. Tabi, Suriye Baas Partisi ile fikir ayrılığına düşenlerin Irak’ta aynı ad altında, ama Sünni Arap milliyetçi çizgide ayrı bir Baas Partisi kurdukları gerçeği de hatırlanınca, Derazorlu aşiretlerin Irak’a neden daha yakın durdukları daha anlaşılır oluyor. Ki, DAİŞ’in Derazor’da güçlü zemin bulması da bundan kaynaklandı. Çünkü DAİŞ, Irak’ta ilk saldırılarına başladığında, devrik Baas Rejimi’nden geriye kalanlarla işbirliği yapmış ve onun tabanından yararlanmıştı. Musul’un işgali döneminde de bu açıkça görülmüştü.

QSD güçlerinin Bahoz’daki zaferinden sonra Derazor’un doğusunun tamamen Kuzey-Doğu Suriye yönetiminin kontrolüne geçmesiyle Derazor’a ilişkin yeni iddialar ortaya atıldı. Derazorlu aşiretlerin QSD’yi ve Kuzey-Doğu Suriye yönetimini istemediği, tekrardan Suriye Baas Rejimi’nin otoritesine dönmek istedikleri ileri sürüldü.

Ancak Derazor aşiret gerçekliği ile Suriye Baas Partisi arasında yaşanan onca tarihi, kültürel, mezhepsel ve siyasal çelişkiye rağmen Derazorlu aşiretlerin bölgelerinde yeniden Suriye Baas Rejimi’nin otoritesini isteyebileceği kuşku götürüyor. Bu gerçekliğe rağmen Suriye rejiminin denetimindeki alanlarda bölge aşiretleri adına bir takım toplantılar yapıldı, bazı gruplar sokağa döküldü. Tıpkı Türk devletinin, kim oldukları dahi belli olmayan bir takım kişileri, Kuzey-Doğu Suriye aşiret önderleri adı altında Cerablus’ta toplaması gibi.

O zaman şimdi cılız da olsa, ileride büyüme ihtimali olan bu karşıt seslerin sebebi ne? Derazor’da son dönemde yansıyan rahatsızlıkların altında, bölgede bazı kişi veya aşiret reislerinin DAİŞ döneminde bölgedeki petrolü alıp, ilkel yöntemlerle arıttıkları ve sattıkları, bu dönemde de aynı ayrıcalığı istedikleri gerçekliği yatıyor. Derazor petrolü üzerinden hesap yapan bir tek bölge devletleri ve uluslararası güçler değil, bölgedeki bir takım kişiler de hesap yapıyor. Derazor halkı ile tarihsel ve kültürel olarak tam bir doku ve siyasi uyuşmazlık içinde olan Suriye Baas Rejimi de yaşanan bu durumdan fayda sağlayıp, duruma siyasi bir boyut kazandırarak, Kuzey-Doğu Suriye yönetimi aleyhine bir sonuca dönüştürmek istiyor.

Benzer şekilde Türk devleti de bu aşiretleri Kürtler; Rusya da ABD aleyhine kullanmak için her türlü rahatsızlığı kışkırtıyor. Bu karşıtlık siyaseti Türk devleti, Rusya ve Suriye rejimini Derazor siyasetinde birleştiriyor. Derazor’daki adli bir sorunun siyasal bir sorunmuş gibi abartılarak yansıtılmasındaki temel faktör de bundan kaynaklanıyor. Ancak dış kışkırtmaların önü alınmadığı taktirde Kolombiya’da eroin kaçakçılığı nasıl siyasal bir hal aldıysa Derazor’daki petrol kaçakçılığı da siyasal bir hal alacaktır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Kürtler AKP ile anlaştı (!) - Kenan Kırkaya

SON HABERLER

Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Türkiye’de infaz hukukunun çöküşü: 326 tutsak tahliyeden mahrum

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Tuzla’da ölüm düzeni değişmiyor

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

2025: Umutlu ama belirsiz bir yıl

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır