• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Aralık 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Pontos soykırımının hedefi kadınlardı-Türkan Balaban

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
20 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Karadeniz/Pontos kadını denildiğinde ilk akla gelen, özgür ruhlu, tutkulu, fedakâr, çalışkan, kıpır kıpır, neşeli, doğa aşığı gibi tanımlamalardır. Şikâyet etmeden yorulmadan, dinlenmeden eşlerinin, çocuklarının, ailelerinin hatta dünyanın yükünü omuzlamış kadınlardır. Ama ruh hali değişmese de kadının yeri maalesef yıllar geçtikçe değişti. Toplumda daha az görünür oldu, okuma yazma oranları düştü. Bu yüzden Karadeniz/Pontos’ta kadın olmayı anlatabilmenin belki de en iyi yolu size dünü ve bugünü bir arada gösterebilmek.

100 yıl önce de Karadeniz kadınları köylerde bu işleri yapıyor, ağır koşullarda hem ev hem de bahçede, tarlada, ormanda çalışıyordu. Yine kentlerdeki kadınlar da toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yaşıyordu. Evin, ailenin sorumluluğunu üstleniyordu. Ama toplumda yer alma rolleri daha yoğundu. Okuma yazma oranları daha yüksekti ve sosyal hayatları daha farklıydı. Peki, dünya toplumları ilerlerken Karadeniz’de yaşanan bu gerilemenin sebebi neydi? Bunu anlayabilmek için 100 yıl öncesinde Karadeniz ve bugün Türkiye denilen coğrafyada yaşananlara kısaca bakmamız gerekiyor.

Kadınlar neden hedef alındı?

Pontoslu Rumlara karşı sürdürülen soykırım sürecinde yapılan uygulamaların tartışıldığı Meclis oturumunda Nurettin Paşa’nın savunması aslında dönemin sorumlularının bakış açısını göstermek açısından anlamlıdır. Nurettin Paşa kadınlara ve çocuklara yönelik zalim tutumunu şu cümlelerle savunuyor: “Kadınlara gelince, Pontusculukla meşbu, erkeklerine fikren, bedenen, malen muavenet ettikleri hakikattir. Fikrimizce, memleketimizdeki Rumlar bir yılandır. Bu yılanların zehirleri kadınlardır. Bu yüzden erkeklerle aynı şeyi yaptık.”

Soykırım yıllarında Pontoslu Rum kadınlar Müslüman erkeklerin hedefindeydi. Amaçlanan kadınların varlığını öldürmek, aşağılamak ve küçük düşürmekti ve kiliselerde bile bunu yapmaktan çekinmediler. Tecavüz ve katliamlar karşısında yüzlerce kadın intiharı tercih edecekti. Yüzlerce kadın Müslüman olmaya zorlandı. Erkeklerin haremlerine kapatıldı. Çocuklarından ayrı düştü. Eşlerinin, babalarının, kardeşlerinin katledilişlerine tanık oldu.

Kadınlar dağa çıktı

Ancak Pontos kadınları bu kadar ölüme rağmen korkmadı, direnenlerin saflarında yer almayı tercih etti. Silahlarını kuşandı, erkek kıyafetleri giydi ve dağa çıktı. Küçük çocuklarını sırtlarına bağlayıp savaştılar. Ne Topal Osman ve adamları ne de Merkez Ordusu askerleri; erkeklerle mi, yoksa kadınlarla mı savaştıklarını biliyordu. Türkiye’deki resmi tarihçilerin verdiği sayıya göre, 1918-1923 yılları arasında Pontos dağlarının tümünde toplam 25 bin partizan bulunuyordu. Bu sayının yarısı kadındır. Ve bundan 100 yıl önce dağlarda soykırıma direnen, savaşan partizanların ve komutanları olan kaptanların yarısının kadın olması bir tesadüf değil. Gözleri önünde bir Osmanlı çavuşu tarafından oğlu öldürülen Eleni adlı bir köylü kadınının, o çavuşu öldürüp dağa bir partizan olarak çıkması tesadüf değil. Ve işte bu yüzden 1923 yılında mübadele anlaşması imzalanıp Hristiyan olan Rumların binlerce yıllık topraklarını terk etmeleri istendiğinde dağlardan yükselen tek bir “hayır” çığlığının bir kadına ait olması tesadüf değil. “Ben Rumum, ne dilimi ne dinimi değiştireceğim ve topraklarımdan gitmeyeceğim” diyen o kadının, Partizanların Kaptanı Eleni Çavuş’un 1924 yılının Aralık ayında bir mağarada son kurşununa kadar çarpışıp hayatını kaybetmesi bir tesadüf değil.

Acı mübadelede de sürdü

Bu kadar direnişe ve kararlılığa rağmen olmadı, öldüler, yenildiler. Sona gelindiğinde sürgün bekliyordu onları. 1924 yılında Lozan Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle birçok Hristiyan Rum aile Pontos topraklarından çıkarıldı. 189 bin kadın, çocuk, erkek bambaşka diyarlara sürüklendi. Ama aralarında özellikle çocukların ve genç kadınların bulunduğu birçoğu da bu coğrafyada yaşamaya devam etti. Kimsesizdiler, ölümün kucağındaydılar. Kimileri bir Müslüman erkekle zorla evlendirildi. Kimilerinin hayatlarını Müslüman aileler kurtardı ama dinlerini, isimlerini değiştirerek evlatlık aldılar.

Kadınlar evde kaldı

Osmanlı döneminde toplumsal hayatta çok aktif rol oynayan Pontos kadını git gide eve kapandı, kapatıldı. Cumhuriyet sonrası özellikle 1950’li yıllara kadar Karadeniz kentlerinde doğan kadınlar ilkokula bile gönderilmedi. . Çocukların bakımından hayvanlara, fındığın çayın toplanmasından tarla işlerine, ormandan odun toplamaktan evdeki yemeğe kadar her şey kadının omuzunda, hatta sepetinde takılı kaldı.

Yaşatılan dil romeyika

Ve okutulmayan kadınlar, kendi dillerini sessizce yaşatmayı başardı. Çünkü Cumhuriyet sonrası tek dil, tek din, tek millet sloganına yaraşır bir şekilde ana diller yok edilmek istendi. Pontos köylerindeki okullar Rumca konuştukları için dayak yiyen birçok çocuğun anısına tanıktır. Bugün ana dilimiz Romeyika/Pontiyaka biraz olsun yaşayabiliyorsa maalesef bu sebepten dolayı kadınlar tarafından yaşatılıyor.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Tam zamanında yapılan uyarı

Güven sorunu

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

TBMM Komisyonu’na temsilci veren partiler raporlarını hazırladılar. Özetle, CHP’nin raporunda demokrasiyle ilgili çok şey var, ama “geçiş yasaları” ile ilgili...

Muaviye oyunları, Hüseynî direniş: Barışın sınavı

Tıkandığı yerde yeniden güçlenmek

Yazar: Heval Elçi
14 Aralık 2025

Kapitalizm tıkandığı yer olan Ortadoğu’ya yeniden saldırmaya hazırlanıyor…. Konu Ortadoğu olunca ve oradaki aydınlarımız, entelektüellerimiz olunca genelde bir üst süzgeç,...

Yine bir Osmanlı oyunu

‘Biz önemsiyoruz ama…’

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

Son on gün içinde barış ve demokratik toplum sürecine ilişkin önemli gelişmeler yaşandı. Yaşananların kendisi ve kısa sürede gerçekleşmesi, sürecin...

Gerçeğin değerini en çok içeridekiler biliyor

Tahliyeler durmaksızın engelleniyor

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Yusuf Kenan Dinçer, Hüseyin Aykol için geçmiş olsun dileklerini ileterek şöyle seslenmiş: “Öncelikli olarak...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

2026 yılı bütçesi ve bütçe hakkı

Yazar: Heval Elçi
13 Aralık 2025

Bütçe dönemlerinde en gündeme getirilen (ya da getirilmesi gereken) konuların başında Bütçe Hakkı geliyor. Çünkü bütçe aracılığıyla siyasal iktidar tarafından...

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

Açlık sınırı altında ücret insan hakları ihlalidir!

Yazar: Heval Elçi
13 Aralık 2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)'in Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren tarafını temsil eden TİSK...

Sonraki Haber

Neden İran’da bir savaş olmayacak?-Mary Metzger*

SON HABERLER

Osmaniye’de trafik kazası: 3 kişi hayatını kaybetti

Osmaniye’de trafik kazası: 3 kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
14 Aralık 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Güven sorunu

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

Öcalan herkesin özgürlüğünü istiyor

Öcalan herkesin özgürlüğünü istiyor

Yazar: Bedri Adanır
14 Aralık 2025

‘İnsan olmakta ısrar, sosyalizmde ısrardır’

‘İnsan olmakta ısrar, sosyalizmde ısrardır’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
14 Aralık 2025

Heval Dario Fo

Heval Dario Fo

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
14 Aralık 2025

3. Amed Uluslararası Film Festivali ödüllerle son buldu

3. Amed Uluslararası Film Festivali ödüllerle son buldu

Yazar: Yeni Yaşam
14 Aralık 2025

Tom Barrack: Askerlerimize yönelik saldırı karşılıksız kalmayacak

Tom Barrack: Askerlerimize yönelik saldırı karşılıksız kalmayacak

Yazar: Yeni Yaşam
14 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır