• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kötülüğün hazmı, hazmın kötülüğü-Necati Sönmez

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
5 Haziran 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Mitoloji, insan türünün kolektif bilinçaltını yansıtan bir ayna. Ezelden beri insanın kötülüğe bakışının izini de orada aramak mümkün. Mitolojik evrende kötülük deyince Pandora, Pandora deyince ‘kutu’su gelir akla mesela. Gerçekte efsanenin özünde kutu falan yoktur; o çağlarda bildiğimiz erzak konulan, Yunanca’da ‘pithos’ adı verilen bir küptür Pandora’nın açtığı, ne ki bir çeviri hatasıyla kutuya dönüşmüştür. Derler ki Rotterdamlı yüce Erasmus, Hesiodos’un şiirini çevirirken küp anlamındaki ‘pythos’ sözcüğünü kutunun karşılığı olan ‘pyxis’ ile karıştırınca, Latinceye öyle geçmiş.

Dünyanın en eski çeviri hatalarından birinin, bugün hala tekrar edilip durması ne kadar garip! İnsan evladı hatalı olduğunu bilse de alıştığı şeylerden kolay vazgeçemiyor. Pandora’nın küpünden saçılan kötülüklere gelince… Bilindiği üzere Havva efsanesinin Yunan mitolojisindeki versiyonu olan Pandora, ilk kadındır. Zeus tarafından balçıktan yaratılmış ve ateşi çalan Prometeus’tan intikam almak için onun kardeşi Epimetheus’e eş olarak yollanmıştır. Evlilik hediyesi olarak da ona şık bir küp hediye etmiştir Zeus. Nasıl bir hediyeyse artık, onu açmamasını tembih etmiştir. Aynı durumda olsak hepimizin yapacağı gibi, Pandora merakını yenemeyip açıvermiştir küpün ağzını.

Hain Zeus’un içine doldurduğu kötülükler -hepsi o kadarcık küpün içine nasıl sığmıştır, orası ayrı konu- bu şekilde dünyaya yayılmıştır. İşte bugün içinde yaşadığımız cehennemin hikmeti bu! Kötülüğün kendi eylemlerinin sonucu değil de dışarıdan, kötücül bir tanrının iradesiyle, üstelik günah keçisi bir kadının (‘ilk’ kadının) eliyle geldiğini varsaymak istemiş mitoloji.

Ne kadar kadın düşmanı ve mantık dışı görünse de, kötülüğün dünyaya dışarıdan -ah şu dış mihraklar!- yollanmış olduğunu düşünmek Yunanlı atalarımızın işine gelmiş demek. Yoksa Pandora Anamız merakına yenilip küpünü açmasaymış, dünya güllük gülistanlık bir yer olmaya devam edecekmiş zahir. Kötülüğün kaynağını geçelim, günümüzde kötülüğü besleyen şeylerden biri, onu verili olarak almak, bir kader gibi kabullenmek değil midir? Faili biz olmasak bile, kötülüğe pasif rıza göstererek, kanıksayarak onu büyütmüyor muyuz? İçinde yaşadığımzı döneme şu son bir kaç yılda maruz kaldıklarımıza bakalım: Onca musibeti, adaletsizliği, safi kötülüğü nasıl bu kadar hızlı ve sancısız bir şekilde hazmedebildik? Tahammül sınırımız nasıl bu kadar genişledi ve daha ne kadar genişleyebilir? Sosyal bünyemiz bu sindirme kapasitesini ne kadar kaldırabilir?

Bu kadar hızlı çalışan sindirim sistemi bünyeye hasar vermez mi? Hoş, toplumsal bünye diye bir şeyden hâlâ söz edebilirsek… Halfeti’de yaşayanlar bu bünyenin bir parçasıysa eğer, onlara reva görülen zulmün yarın başka yerde -mazallah, bizim üstümüzde- daha beter şekilde uygulanmasının önüne herhangi bir engel koyabildik mi?

Bu soruları bireysel olarak kendimize sormak iyidir, ama asıl kurumlara, koskoca örgütlere yöneltmek gerekiyor. İşte en basit ve çıplak örneği, ülkenin en köklü siyasi partisinin elinden çalınan İstanbul Belediyesi: Mazbatayı elinden göz göre göre çekip alan bir hırsızın peşinden koşmak, ortalığı velveleye vermek, ne bileyim -Allah kimseyi mecbur etmesin ama- polis falan çağırmak yerine, ilk tepkinin “hiç sorun değil, çalışır yenisini alırız” olması, hatta hırsız daha köşeyi dönüp gözden kaybolmadan hemencik yeni şık sloganlar üretilmesi sağlıklı bir davranış biçimi olabilir mi? Fena dayak yiyip “ama acımadı ki” demekten bir farkı var mı?

Böyle bir pervasızlık karşısında, en azından bir süreliğine, blöf de olsa, oyundan çıkmak, demokrasi müsamerenizde piyon olmak istemiyorum demek, geri adım attırmaya çalışmak değil miydi normal tepki? Oyun kaçınılmaz olduğunda sahaya girer devam edersin elbette, ama kötülüğü yapana karşı bu müsamaha, bu genişlik bünyeye zarar. Sinmek ve sindirmek aynı kelime kökeninden geliyor. Akla vicdana sığmaz bir haksızlık karşısında susmak, onu hazmetmekten ziyade korku ve yılgınlık sonucu pusmanın göstergesi de olabilir.

Nitekim olup bitenleri kolayca sindirmenin kaçınılmaz sonucu, bunu yapanlar karşısında sinmektir. Saffet Murat Tura bir söyleşisinde, tamamen farklı bir bağlamda, Türkiye’de edebiyat dışında teorik kitap yazma konusundaki özgüven eksikliğini anlatmak için, “Sınıfı geçemeyeceğine ikna olmuş, yılmış, dersleri sermiş öğrenciler gibiyiz” şeklinde bir benzetme yapmıştı. Sosyal anlamda sınıfı geçmekten hepten umudu kestik mi sahiden?

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Kanispi’deki HES projesine tepki

SON HABERLER

Buca Belediyesi’nde işçiler iş bıraktı

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

‘Süreci sabote etmek isteyen hapishane yönetimleri var’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Aralık 2025

Jîndar Ezgi’nin günlükleri ‘Masal Ülkem’ adıyla okurla buluştu

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Laura Quagliuolo: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için sorumluluk almalıyız

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

AİHM’den Ekrem İmamoğlu kararı

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

Kafkas Kürtlerinde edebiyat, folklor, bilim ve direnişin sesi: Sehîdê Îbo

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Koruma tedbiri ‘kelepçe yetersiz’ denilerek uygulanmıyor!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır