• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Halk kendisini aptal yerine koyanlara yanıt verecek-Ali Ergin Demirhan

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
13 Haziran 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu ülke halkı hiç bu kadar aşağılanmamıştı. Din hep siyasete malzeme edilmişti ama yüz binlerin “haydi namaza” diye bir siyasi partinin mitingine götürüldüğü görülmemişti. Ya da canlı yayında imamından cemaatine herkesin numara yaptığının alenen görüldüğü ibadet şovları düzenlenmemişti. İktidarlar Trabzonluyu Kürde düşman etmeyi akıl etmişti ama Trabzonluyu Pontus ilan ederek düşmanlaştırmayı deneyen olmamıştı. Kürde “Kürdistan” sözcüğünü kullandığı için zulmeden çok olmuştu ama Kürdü “Türkiye’de Kürdistan diye bir yer yok. Kuzey Irak’ta var. Defol oraya git” diye aşağıladıktan sonra, “Büyük Millet Meclisi’nde Kürdistan mebusu vardı” deyip şirinlik yaparak Kürdün oyuna talip olan olmamıştı. Örnekler bol…

Halka hiç bu kadar balık hafızalı, onursuz, idraksiz, aptal muamelesi yapılmamıştı. Belli ki AKP, 31 Mart’ta kaybettiği İstanbul’u 23 Haziran’da kazanabilmek için küskün AKP’lilerin gönlünü almaya, Kürtleri AKP’den uzaklaştırıp CHP’ye doğru iten söylemden çark etmeye, Karadenizlilik bağı ile İmamoğlu’na oy verenlerin bir daha oy vermesini engellemeye çalışıyor. Hem itiraf olacak hem inkâr, hem kutuplaştırma olacak hem uzlaşma, hem sertlik olacak hem yumuşama…

Bütünlüklü bir kampanya kaygısı gütmeden her bir başlık için ayrı bir taktik izliyor ve burada halkın gözünün içine baka baka yalan söylemekten, dün dediğini bugün inkâr etmekten, bütün değerleri ayaklar altına almaktan, en tehlikeli toplumsal gerilimleri tetiklemekten çekinmiyor. Bunda elbette AKP’nin Erdoğan’ın şahsından başka hiçbir şeye bağlı olmamasının onun örgüt niteliğini zayıflatması ve ahenkli çalışma yeteneğini ortadan kaldırması etkilidir.

Dar bir zaman aralığında ve onca iç ve dış krizin etkisi altında partinin yaşadığı panik halinin de etkisi olabilir. Ama mesele AKP’nin neden başarılı bir kampanya yürütemediğinin ötesindedir. AKP kabahatlerini örtme ya da halkı kandırma konusunda eskisine göre başarısızdır ve buna dertlenmek başkalarının işidir. AKP özünde olmayan bir şeyi sergilememekte, aksine dinbazlığıyla, ırkçılığıyla, saygısızlığıyla ve halk düşmanlığıyla içinde ne varsa onu ortaya koymaktadır.

Akılcı bir izah getirilemeyen hamleleri bunun yansımasıdır ve 23 Haziran’da halk tarafından yanıtlanmayı beklemektedir. ‘Bu gerçeği anlatmamız lazım’ Diyanet, İstanbul’un fethinin 566. yıldönümünü gerekçe göstererek, gelenekte var olmayan bir biçimde 1 Haziran akşamı Yenikapı’da büyük bir namaz etkinliği düzenleneceğini duyurmuş, “313 bin kişi ile Enderun teravih namazında buluşuyoruz” diye çağrı yapmıştı. AKP ile özdeşleşen Yenikapı Miting Alanı’ndaki bu etkinliğin ibadet değil siyasi bir şova dönüşeceği yönündeki tahminler doğrulandı ve Erdoğan etkinliğe katılarak, 23 Haziran seçimine yönelik bir konuşma yaptı. Erdoğan, muhalefetin İstanbul’u Konstantinapol olarak görmek istediğini ima ederek, ad vermeden İmamoğlu’nu hedef aldı: “Burası İstanbul, bir diğer adıyla İslambol.

Burası Konstantinapol değil. Ama burayı böyle görmek isteyenler var. Böyle görmek isteyenlere karşı 22 günümüz var. Gece demeden, gündüz demeden tüm kardeşlerimize ulaşmamız lazım. Onlara bu gerçeği anlatmamız lazım.” AKP’li yöneticiler İmamoğlu’nun Trabzonlu olmasından ve bir Yunan gazetesinde Pontuslu diye anılmasından hareketle, İstanbul’u kazanmasının büyük bir oyunun parçası olduğunu savunmuş, Rum ve Bizans çağrışımlarıyla milliyetçi muhafazakâr kesimlerde İmamoğlu’na karşı tepki oluşturmaya çalışmıştı.

Erdoğan, Yenikapı konuşması ile bu kampanyanın ardında kendisinin olduğunu gösterdi. Her ne kadar AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, Pontus söylemi üzerine kurulu kampanyanın AKP’ye zarar verdiği ve başkalarınca kurgulandığı şeklinde mesajlar yayımlayarak “Kızım sana söylüyorum, gelini sen anla” diye parti içine mesaj verse de emir büyük yerdendi ve AKP’nin etkili isimleri İmamoğlu’nu ve onu destekleyen Karadenizlileri “Pontus” diye hedef göstermeyi sürdürdü. Ancak bu kampanya Trabzon’da ve Doğu Karadeniz’de ters bir tepki yarattı.

İmamoğlu’nun bayramda Trabzon, Ordu ve Giresun’a düzenlediği ziyaretler, uzun süredir görülmemiş kitlesellikte mitinglere dönüştü. Doğu Karadeniz açısından bir kırılma olarak nitelenebilecek bu an, Soylu’ya havaalanı çıkışında “Akıllı ol!” diyen yurttaşın uyarısında simgeleşiyordu. O esnada Binali Yıldırım da Kürt illerinde dolaşmaktaydı ve konuşmasının içinde pe-ke-ke ve Kürdistan geçirip bir iki Kürtçe sözcüğü de kağıttan okuyarak kendince gönül almaya çalıştı. Kürt siyasetçilerin Kürdistan sözcüğünü kullandığı için Meclis’ten atıldığını, Erdoğan’ın daha birkaç ay önce defalarca “Defolun Kürdistan’a” diye hakaretler yağdırdığını hatta tam da o günlerde bölgedeki AKP’li belediyelerin Kürtçe tabelaları indirdiğini bilenler açısından Binali Yıldırım sempatiklik yapmıyor, Kürtleri aptal yerine koyuyordu.

Nitekim, Kürt hareketi Öcalan’a tecridin kaldırılmasından Kürtlere karşı söylemin yumuşamasına kadar tüm bu manevraların AKP yenildiği için gerçekleştiğini biliyor ve Kürtler 23 Haziran’da AKP’ye 31 Mart’tan da güçlü bir yanıt vereceklerini ortaya koyuyor. Tabii işe yaramasa bile AKP’nin numara yapamadığı bir mesele var ki Trabzon’dan Diyarbakır’a, Konya’dan İstanbul’a toplum en geniş kesimlerinin ortak gündemi: Ekonomi ve onun içinde emekçilerin durumu.

AKP söz konusu emekçiler olduğunda halk düşmanı yüzünü saklama gereği bile duymuyor. “Taşerona kadro” sözünün neden tutulmadığını soran bir işçi çıkıyor Binali Yıldırım’ın karşısına ve Yıldırım işçiyi “Lafı uzatıp zurna yapmayın” diye başından savıyor. İş bulamadığını söyleyen EYT’li kadını “Kocan ne yapıyor?” diye sorup tersleyen Erdoğan gibi. Kadını, erkeği, EYT’lisi, taşeron işçisi, Trabzonlusu, Diyarbakırlısı… İstanbullular 23 Haziran’da AKP’ye yanıt vermeye hazırlanıyor.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Halkın sanatçısı olmak

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

Kimse kendini kandırmasın: asgari ücrete gerçekte zam yapılmadı!

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

2026 yılında geçerli olacak asgari ücret; Hükümet ve işveren sendikası tarafından tek taraflı olarak 28,075 TL olarak belirlenerek 10 milyona...

Paradigmanın iki temel ayağı 

Paradigmanın iki temel ayağı 

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

Sayın Öcalan’ın bütüncül hukuk, barış hukuku ve demokratik entegrasyon kavramları; tek tek alındığında değil, ortaya koyduğu paradigmanın bütünü içinde okunduğunda...

Sonraki Haber

Kürdü kızdırmak ve kandırmak-M. Ender Öndeş

SON HABERLER

Barış Terkoğlu gözaltına alındı

Barış Terkoğlu gözaltına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

Pêrtag Belediyesi’nden GES için 350 dönüm arazi tahsisi

Pêrtag Belediyesi’nden GES için 350 dönüm arazi tahsisi

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Mazlum Ebdî: Özerk Yönetim ile Şam yönetimi arasında ortak anlayışa varılmıştır

Mazlum Ebdî: Özerk Yönetim ile Şam yönetimi arasında ortak anlayışa varılmıştır

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Ajanlaştırma-itirafçılık dayatılan Unay için açıklama

Ajanlaştırma-itirafçılık dayatılan Unay için açıklama

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

İsrail, Lübnan’a saldırdı: 2 ev yıkıldı

İsrail, Lübnan’a saldırdı: 2 ev yıkıldı

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

Mahkemeden faile ‘tahrik’ jesti

Mahkemeden faile ‘tahrik’ jesti

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Somali’de 57 yıl sonra ilk kez doğrudan yerel seçimler yapılıyor

Somali’de 57 yıl sonra ilk kez doğrudan yerel seçimler yapılıyor

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır