‘Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyasının yürütücüsü Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu üyesi Neşe Özgen, tecridin barışın önündeki en büyük engel olduğunu söyledi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından, Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu (EFFP) da Abdullah Öcalan’ın süreci yönetebilmesi için koşullarının iyileştirmesi amacıyla 5 Haziran’da “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyası başlattı. Çeşitli çalışmalarla Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşmelerin sağlanması ve toplumun sürece dahil edilmesini hedefleyen kampanyanın yürütücüsü EFFP üyesi akademisyen Neşe Özgen, kampanyanın amacına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
PKK’nin 12. kongredeki kararlarının ardından kampanyayı başlattıklarını belirten Neşe Özgen, Türkiye’de antidemokratik uygulamalar nedeniyle yurt dışına çıkmak zorunda kalan akademisyen, aydın, siyasetçi ve gazetecilerin kampanyada yer aldığını söyledi. Neşe Özgen, “Temel hedefimiz ülkemizin barış ve demokrasiye kavuşmasıdır. Bu yüzden bu kampanyayı başlattık” dedi.
‘Öcalan serbest bırakılmalı’
Abdullah Öcalan’ın çağrısının herkes tarafından sahiplenmesi gerektiğini söyleyen Neşe Özgen, şunları belirtti: “Talebimiz Sayın Öcalan’ın fiziki koşullarının düzeltilmesi ve serbest bırakılmasıdır. Çünkü müzakere eden taraflardan birinin siyasi özgürlüğü bulunmadan tartışmalara, toplantılara eşlik edemez. Temel olarak bu koşulların sağlanmasını amaçlıyoruz. Diğer bir talebimiz ise insanların da, örneğin bir öğrencinin, bir ev kadınının, bir çocuğun, bir gencin veya herhangi birisinin gidip Öcalan’la görüşebilmesi, Öcalan’ın sözünü duyurabilmesidir. Tabii ki nihai hedef Öcalan’ın serbest bırakılmasıdır. Söz hakkına ve özgürlüğüne kavuşabilmesidir”
Platformun çalışmaları
Hedeflerinin birinin barış ve demokrasi ekseninde bir diaspora geliştirmek olduğunu vurgulayan Neşe Özgen, bu amaçla çeşitli çalışmalar yaptıklarını anlatarak şunları söyledi: “300’e yakın bir girişim grubumuz var. Bunun içerisinde hak arayan inisiyatifler, aktivistler, forumlar, dernekler, oluşumlar, girişimler var. Bu kampanya kapsamında 13 ülkeden 100 kadın, Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na mektup gönderdi. Temmuz ayında Avrupa’nın farklı ülkelerinden aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı, parlamenter ve hukukçuların da olduğu 39 isim, ‘Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum’ kampanyası kapsamında Türkiye’ye gitmişti. Yine 24 Temmuz’da Insisting On Freedom (Özgürlük İçin Israr Ediyoruz) üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek amacıyla Avrupa’dan Türkiye’ye gelerek Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlanmasının en başta Ortadoğu barışı olmak üzere tüm dünya barışına giden yolu açtığını ve görüşmenin önemli olduğunu vurguladılar. Son olarak EFFP’nin kampanyası ve çalışmalarına dair 8 Ağustos’ta ise kapsamlı bir rapor yayınladık. Tabii ki raporda özellikle Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki, söz ve düşünce özgürlüğünün önemine dikkat çekildi. Çalışmalarımız devam ediyor”
Kampanyaya yüzden fazla kurum ve kuruluşun yanında bireysel desteklerin olduğunu aktaran Neşe Özgen, “Bizler yurt içinde de bu kampanyayı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Kampanyaya katılanların çeşitli videolar çekmelerini istiyoruz ve bunları sayfamızda yayınlıyoruz. Kampanyanın destekçilerinden olan Ashish Kothari, Hindistan’da kurucularından bir çevre eylem grubundan. İlginç bir şey yaptı; Gandhi ile Öcalan’ı hayali bir biçimde buluşturduğu bir yazısı var. Bunu da yayınlamıştık” diye belirtti.
‘Demokrasi güçlerinin seslerinin duyulması’
Tecridin barışın önündeki en büyük engel olduğunun altını çizen Neşe Özgen, barışı savunmanın küresel dayanışma gerektirdiğini belirtti.
Neşe Özgen şunları belirtti: “Zaten EFFP’nin kuruluş amaçlarından bir tanesi sadece Türkiye ve Kürdistan’da yaşananları Avrupa’da dillendirmek değil, aksine Avrupa’da da bir demokrasi ve sosyalist güçlerin, güçlerin, Türkiye’deki ve Kürdistan’daki ve Ortadoğu’daki yapıya dair söyleyecek sözü olan demokrasi güçlerinin sesinin içeride de duyulmasını sağlamak, yani farklı bir diaspora anlayışı geliştirmeye çalışıyoruz.”
Haber: Esra Solin Dal / MA