SEP Eşitlik Komisyonu üyesi Gökçe Şentürk, AKP iktidarının kadına ve topluma yönelik politikalarını eleştirdi. Şentürk, ‘Eşitçe ve özgürce yaşayacağımız bir Türkiye inşa edebiliriz. Kimse bundan vazgeçmesin’ dedi
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDF) Ağustos ayında 50 kadının katledildiğini açıkladı. Kadın katliamlarında ciddi oranda artışlar yaşanırken, cezaevlerinden izinli çıkan erkekler kadınları katletmeye devam ediyor. Son olarak Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” diyerek attığı çığlıklar, katliamların vahşet boyutunu bir kez daha ortaya koydu. Devletin çözüm önerisi ise yine ‘idam’ oldu. Kadınlar ise soruna köklü bir çözüm bulunması için mücadeleye devam ediyor. Jinnews’e konuşan Sosyalist Emekçiler Partisi’ne (SEP) bağlı Eşitlik Komisyonu üyesi Gökçe Şentürk, 2019’da katledilen kadın sayısının 250’yi geçtiğini hatırlatarak, “Bunlar topluma münferit meselelermiş gibi, sokak ortasında herhangi bir erkek tarafından tacize, tecavüze, cinayete maruz bırakılıyormuş gibi gösteriliyor” dedi.
Muhafazakar bir toplum
Türkiye’de uzun süredir kadın katliamlarının bu kadar astronomik oranlarda artmasının birçok sebebi olduğunun altını çizen Gökçe Şentürk, bu sebeplere ilişkin ise şunları dile getirdi: “Bunlar aynı zamanda ekonomik kriz ve toplumsal muhafazakârlaşma ile at başı gidiyor. AKP kadınların eve kapandığı, sesini çıkarmadığı toplumsal muhafazakâr bir yapı hedefliyor. Buna yönelik de adımlar atıyor. Kadın Bakanlığının, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüştürülmesi, kadınların istihdam alanlarında yer bulamaması aynı zamanda ekonomik kriz ile birlikte yoksullaşma ve bununla birlikte bir cinnet toplumu ortaya çıkıyor.”
Topyekün bir hareket
Kadın katliamlarını önlemek için birçok yasa olduğunu ancak uygulanmadığını vurgulayan Şentürk, “Emine Bulut cinayeti ardından sosyal medyada ciddi görüntüler ortaya çıktı. Türkiye toplumunun kadına bakış açısı, kadın cinayetlerinin nereden açığa çıktığı ile ilgili. Cinayeti işleyen, bunu açık bir şekilde ifade eden görüntüler ortaya çıktı. Nafaka ile ilgili gündeme bir şeyler geldiği zaman sosyal medyada ak trollerin tek bir ağızdan saldırı başlattığını açık bir şekilde görüyoruz. Burada şu ortaya çıkıyor; toplumsal anlamda kadınların özgürlük mücadelesi ya da bu toplumda özgürlüğe kavuşması yalnızca yasal yollarla güvence altına alınmaz. Bugün hükümetten verilen herhangi bir söz ya da herhangi bir cinayetin ardından birinin mahkûm edilmesi bundan sonra ortaya çıkacak kadın cinayetlerini önleyemez. Bunun için topyekûn bir hareketin başlatılması gerekiyor” diye konuştu.
‘Ölmek istemiyorum’
Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum”, çocuğunun “Anne lütfen ölme” sözlerinden sonra katliamların gündem haline geldiğini söyleyen Şentürk, “Türkiye’nin her yerinde Emine Bulut’un kızı gibi annesinin ölmesini istemeyen ve tıpkı Emine Bulut gibi yaşamak isteyen, sesi duyulmayan binlerce kadın var. Bizler seslerini duymak zorundayız, onlara ulaştıkça, onları eşitlik temelinde mücadeleye kazandırdıkça kadın cinayetlerinde bir azalma olacaktır” diye konuştu.
‘Özgürce yaşayabiliriz’
AKP’nin hayata geçirmeye çalıştığı muhafazakârlık, kadın karşıtlığı, ekonomik krizi tamamen emekçi sınıfın üzerine attığı sürecin toplumu bir cinnette sürüklediğini belirten Şentürk, “İnsanlar durduk yere birbirilerini katleden bir vahşet toplumuna dönüşmedi. Burada toplumsal muhalefete ya da kadınların eşitliği için mücadele eden herkese seslenmek lazım. Bu toplumu değiştirmeye gücümüz var. Doğru bir programla doğru taleplerle yılmadan, yorulmadan mücadele edersek, sadece faillerin yargılanmasını değil, eşitçe, özgürce yaşayacağımız bir Türkiye inşa edebiliriz. Kimse bundan vazgeçmesin. Türkiye’de 17 yılın bakiyesinde kadın mücadelesinin de yükselişi söz konusu” dedi. ANKARA