OHAL döneminde çıkarılan KHK’lerle görevlerinden ihraç edilen hasta bakıcısı Vahap Salman ve Öğretmen Yurdagül Şahin Demir, “Amasız fakatsız bütün haklarımızı istiyoruz. Devlet bizden özür dilemeli” dedi
15 Temmuz 2116’da yaşanan darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) toplam 125 bin 800 kişi çalıştıkları kurumlardan ihraç edildi. Aileleriyle birlikte sayıları milyonları bulan KHK’liler, bütün haklarından mahrum bırakıldı. Hiçbir hukuki gerekçe olmadan işlerinden atılan en az 46 KHK’li intihar ederek yaşamına son verdi. Maruz bırakıldıkları duruma “sivil ölüm” tanımlamasında bulunan KHK mağdurları, hem yargı önünde hem sokakta ısrarla sürdürdükleri mücadelelerinde vurguladıkları gibi sadece işlerini değil, adalet istiyor.
‘Karanlık bir süreçten geçiyoruz’
KHK ile ihraç edilen binlerce kişinden biri İstanbul Ataşehir’de bulunan Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hasta bakıcısı iken 1 Nisan 2018’de çıkan 696 sayılı KHK ile ihraç edilen Vahap Salman. DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) üyesi olan Salman, mahkemeye itiraz başvurusunda bulundu. Ancak uzun bir süre sonra ret yanıtı aldı. OHAL Komisyonu’na da başvuruda bulunup, buradan çıkacak kararı bekleyen Salman, “Şuan beklemedeyim. Ne olacağını bilmiyorum. Karanlık bir süreçten geçiyoruz. Bütün KHK’liler umutla kendilerinden alınmış haklarının geri verilmesini bekliyorlar” diye belirtti.
‘Daha güçlü bir sese ihtiyacımız var’
Aydınların ve muhalefetin sessizliğinden yakınan Salman, toplumun lokomotifi olması gereken aydınların bu konuya eğilmeleri beklentisinde. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekilli Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bu konuda duyarlı davrandığını belirterek, “Toplantılarımızı katılıyor, sorunlarımızı dinliyor. Meclis’te her yerde dillendiriyor. Fakat bu da yeterli olmuyor. Daha güçlü bir sese ihtiyacımız var. Meclis’te 11 KHK’li vekil var fakat dayanışma gösterilmiyor. Bu şuan büyük bir yara, ilerde kangrene dönüşecek” ifadelerini kullandı.
‘Amasız fakatsız bütün haklarımızı istiyoruz’
KHK’lilerin yaşadığı sorunların toplumsal akıl ve vicdan ile çözülebileceğini ifade eden Salman, şunları dile getirdi: “İktidar, muhalif ve çatlak ses istemiyor. Gözünün üstünde kaşın var demene izin vermiyor. Bizler bu toplumun birer parçası ve öznesiyiz. Halk olmasa devlet de olmaz. Halka rağmen bu ülkede barış da olmaz, demokrasi de olmaz. Amasız fakatsız bütün haklarımızı istiyoruz. Devlet bizden özür dilemeli.”
‘Bir öldürme politikasıdır’
Öğretmen Yurdagül Şahin Demir de, bir gece yarısı çıkan KHK ile işinden ihraç edildiği haberini aldığını belirten Demir, “İhraç edildiğim günden beri mücadeleyi bırakmadım. İnsanca yaşamak istiyoruz ve gasp edilen haklarımızı alana kadar mücadeleden çekilmeyeceğimizi bilmelerini istiyoruz” dedi. Muhalefetin sokakları ve alanları doldurması gerektiğini söyleyen Bayraklı, “Baskıcı, her şeyi tasfiye eden, her şeyi kendine göre bozan bir iktidara karşı toplu mücadele gereklidir. KHK’ler OHAL kanunlarıdır. Herhangi bir düzenleyici yetkisi, hükmü kalmamıştır. OHAL’ın kaldırıldığı söyleniyorsa bunlarında kaldırılması gerekir. İnsanlar geçinemediği için intihar ediyor. Bu bir öldürme politikasıdır” diye konuştu.
Kaynak: MA