• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

COVID 19’la ikinci raund: İnsanlık ile kapitalizm arasında

20 Ağustos 2020 Perşembe - 00:01
Kategori: Yazarlar

Yalanlar buraya kadar! 19 Ağustos Çarşamba sabahı itibariyle Türkiye, toplam 251 bin 805 ile dünyada 215 ülke arasında vaka sayısına göre en kötü durumdaki 18.; toplam 1,263 ile yeni vaka sayısına göre 23.; 1 milyon kişi başına 71 ile ölüm oranına göre 62.; 232 bin 913 ile taburcu edilen hasta sayısına göre 13.; 12 bin 876 ile aktif vaka sayısına göre 36. ülkeydi. Aslında COVID 19’dan ölüm nedenlerinin “akciğer yetmezliği”, “çoklu organ yetmezliği”, “zatürre”, “kalp durması” vb. olarak kayıtlara geçirilmesi dolayısıyla Türkiye’de özellikle 1 milyon kişi başına vaka ve ölüm oranlarının bu istatistiklerde görünenden çok daha yüksek olduğu herkesin bildiği sır. O yüzden AB, ABD ve dünya ülkelerinin çoğunun sınırları bu nedenle özel kategoriler dışında TC yurttaşlarına sımsıkı kapalı. Gene de Türkiye bu açıdan “değerli yalnızlık” içinde sayılmaz; G-20 ülkelerinin çoğuyla birlikte “en kötüler ligi”nin başlarında yer alıyor.

ABD, Rusya, Britanya, Almanya, İtalya, Fransa, Brezilya, Arjantin “en kötüler” dünyasında Türkiye’yle bir arada. Buna karşılık, kendilerini “sosyalist” olarak adlandıran, ya da halk sağlığı alanında piyasanın değil kamunun belirleyici olduğu; örneğin, Çin Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Küba, Venezuela ve benzeri ülkeler milyon kişi başına ölüm oranı ve aktif vaka sayısı açısından en iyi durumdalarken, geleneksel “sosyal demokrasi” ülkeleri, İsveç, Norveç, Danimarka dahi COVID ile mücadelede “sosyalistler”in çok gerisinde kalıyor.

COVID 19 ile mücadelenin birinci raundu kapitalizme pahalıya mal oldu: 2020’de küresel üretim hacminde yüzde -7.3 küçülme olacağı öngörülüyor. Bu 1930 Büyük Buhranı’ndan bu yana kapitalizmin en büyük gerilemesi. Çin yüzde -3.6, Avrupa yüzde -8.2, ABD’de yüzde -5.6, Türkiye yüzde -12 küçülecek. Kapitalist ekonomiler bu daralmayı telafi için “salgınla birlikte yaşama”yı esas alan “felaket kapitalizmi”ne yol alıyorlar; “yeni normal” dedikleri şey bu. Buna boyun eğmek, insanlığın kendi elleriyle kendisine bir küresel mezar kazmaya razı olması demek. Türkiye ve Kürdistan’ın bu küresel mezara gönüllü olarak atlamaları için hiçbir “insanî” neden olamayacağına göre, önümüzde açılan dönem için arkada kalan deneyimlerden gelecek için hareket noktaları çıkarmak gerekir.

•COVID 19 salgınının gidişatı, virüsün mutasyonlardan geçerek yayılmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu virüs döngülerinin kapitalist tarımsal sanayi ve sınai hayvancılığın yabanıl yaşam alanlarını işgal ve tahribinin açtığı “metabolik çatlaktan” türediği anlaşıldı. Hangi mucizevi tedavi yöntemi ve aşı bulunursa bulunsun bu çatlak kapanmadıkça, kâr eksenli üretim ve tüketim tarzı son bulmadıkça hızlanan salgın döngüleri yeni krizleri üretecek. İnsanlığın geleceği kapitalizmin son bulmasına bağlı.

•Ülkelerin içe kapanarak kendi kendilerine COVID 19 ve gelecekteki muhtemel salgınlarla başa çıkmaları olanaksız. En iyi durumdakiler bile uluslararası ilişkiler sürdükçe yeni vakalarla karşılaşmaktan kurtulamıyor. Daha zengin ve güçlü ülkeler, ABD örneğinde olduğu gibi “milli bencillik”le uluslararası dayanışmanın önünü kestikleri ölçüde, insanlığın krizden çıkışının önünde büyük bir engel halini alıyor. Kaynakların adil paylaşımı için milletlerin eşitlik ve dayanışmasına dayalı yeni bir uluslararası düzen gerekiyor. COVID’in ilacı enternasyonalizm.

•Piyasa merkezli neo-liberal sağlık rejimlerinin halk sağlığı önündeki başlıca engel olduğu dünya ölçeğinde deneyimlendi. Toplumsal ihtiyaçlar dayatınca kapitalist devletler de krizle mücadeleyi piyasa dışına taşıdılar. Silahlı kuvvetler devreye sokuldu; özel hastanelere el konuldu. İspanya, Singapur, Filipinler, Kore, Çin, Hong Kong piyasadan uzaklaştığı ölçüde krizden uzaklaşabildi. Testleri herkes için ve parasız yapabilenler, ihtiyacı olan herkese tıbbi bakım altında yatabileceği bir yatak sağlayabilenler krizden en önce çıkanlar oldular.

•COVID 19’un derhal ve acilen bastırılması, mutlak karantina koşullarının sağlanmasını gerektiriyordu. Bu karantina ve virüsle mücadele dönemi boyunca çalışamayacak olanların temel ihtiyaçlarının güvenceye alınması için, bütün yurttaşlara temel yurttaşlık geliri sağlanmasının; fiyatların dondurulması, borç taksitleri, faizler, kiralar ve temel ihtiyaç giderlerinin sıfırlanmasının vazgeçilmez bir koşul olduğu ABD ve İngiltere gibi “en muhafazakar” hükümetlerce dahi idrak edildi.

•Krize toplumsal ölçekte karşı koymada en riskli grupların, açların, yoksulların, sokakta yaşayanların en önce korunmasının, temel koşul olduğu; herkese temel gıda, temizlik olanakları, sağlıklı olarak yatabileceği bir yatak sağlama zorunluluğu; herkes sağlıklı olmadıkça kimsenin sağlıklı kalamayacağı; temel ihtiyaçların karşılanmasında bütün yurttaşların eşitlenmesinin her bir yurttaşın temel sağlık koşulu olduğu çok daha güçlü bir biçimde kavrandı.

Kapitalizm bir mutlak umutsuzluk kaynağına dönüşürken, rejim salgınla mücadelede en büyük engel olarak karşımıza dikiliyor. Ama, çok uzak atalarımızın yaşantılarından kolektif hafızamıza sızan o komünal refleks, bugün COVID 19 krizi karşısında en güçlü dayanağımız olabilir: “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.” Salgınla boğuşmanın ikinci raunduna bu komünal varoluş ilkesiyle çatışan her şeye meydan okuyarak girebiliriz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bu sese kulak verin

Sonraki Haber

‘Tedavi adı altında hücre cezası çektiriyorlar’

Sonraki Haber

'Tedavi adı altında hücre cezası çektiriyorlar'

SON HABERLER

Bakırhan Qers’te yurttaşlarla bayramlaştı

Bakırhan Qers’te yurttaşlarla bayramlaştı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Öcalan’dan bayram mesajı: Halkımızın kurbansız Kurban Bayramı’nı kutluyorum

Öcalan’dan bayram mesajı: Halkımızın kurbansız Kurban Bayramı’nı kutluyorum

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

İstanbul Barış Anneleri: Barış bizim ellerimizde büyüyecek

İstanbul Barış Anneleri: Barış bizim ellerimizde büyüyecek

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Abdullah Öcalan 26 yıl sonra ilk kez çocuklarla görüştü

Abdullah Öcalan 26 yıl sonra ilk kez çocuklarla görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Aileler İmralı’da bayram görüşü gerçekleştirdi

Aileler İmralı’da bayram görüşü gerçekleştirdi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Bayramın 3 günlük kaza bilançosu: 26 kişi hayatını kaybetti

Bayramın 3 günlük kaza bilançosu: 26 kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Kadın meclisinden Barış Anneleri ziyareti: Mücadeleyi büyütmeliyiz

Kadın meclisinden Barış Anneleri ziyareti: Mücadeleyi büyütmeliyiz

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır