Dersim, yürekli güzel insan Fadıl Öztürk’ün bende bıraktığı sihirli cümleler kadar bir bütün devrimci yaşamı ve kişiliği oldu. O, Dersim’in Kürt Rea Heq hakikatinin evrensel devrimcilik ile buluşmasıydı
Ergin Doğru
Sözün ağırlığı, kullananın ustalığıyla belli olur. Fadıl Öztürk, sözün ustası olarak belleklerde yer edinerek, iz bırakarak devri âlem eyledi. Söz ustası, söz sihirbazı olan Fadıl Öztürk’ü kelimelerle anlatmak kolay değil. Zira ‘kelimelerin efendisi’ni anlatacak cümleler hep eksik kalacaktır. Ondan dolayı, Matmazel’in şairini sanatıyla değil, yaşamıyla anlatmak bu fakir için daha kolay.
“Dersim’in, devrimin, demirin ustasını” şiirlerinden, yazılarından biliriz. Her Dersimli’nin yolunun bir şekilde kesişmesi gibi bizim de yolumuz önce siyasette kesişti. Doksanlı yıllarda cezaevinden çıktıktan sonra süren arayışı, gençliğini verdiği siyasetinden ayrılma ve öze dönüş şeklinde gelişir. Mazlum Kürt halkının yükselen devrimci mücadelesine ve yaşanan zulme sessiz kalmayıp, kendi halkının yanında yaşamının, kişiliğinin adı olan devrimciliğin gereği olarak yer alır. Ayrıştığı siyasetine dönük yazdığı yazılar, aslında bir bütün olarak bu ülke devrimciliğine yapılmış eleştiridir. Yaptığı eleştirinin pratikteki karşılığı ise Kürt legal demokratik partisinin desteklenmesi olur. Kürt basınında yazdığı yazılarla da safını ve rengini iyice belli eder.
Bu dönemde yazılarından, şiirlerinden tanıdığım Dersim’in kızıl yürekli şairiyle tanışma onurunu ve mutluğunu ise asrın başlarında yakaladım. Ezilen bir halkın devrimci yürekleri olarak yan yana geldiğimizde, muhabbetin demi her ne kadar siyaset olsa da, yaşamın renkleri ve bizi biz eden değerlerimizdi. O, söz kurarken sözüne karışmak, hemhal olmak ne büyük keyiftir, anlatmak kolay değildir.
Fadıl Öztürk’ün siyasi deneyimini aktarışı bile farkını ortaya koyardı. Yer yer dervişâne anlatımlarını şiirini ustalığıyla buluşturur, kurduğu cümleler, betimlemeler ve metaforları düşündüren şiir mısraları gibi olurdu. Tabii bir de vazgeçmediği süslü küfürleri vardı. Matmazel’in şairi ile muhabbetin vardığı nokta, bir grup Dersimli yürekle kurduğumuz Dersim Araştırmaları Merkezi ve Dersim Gazetesi ile devam etti. Artık birikimini vazgeçmediği jaru diyara akıtıp, sözünü ağırlıklı olarak Dersim’e kuruyordu. Bunu yaparken evrenselliğinden ise vazgeçmiyordu. O, her anlamda Dersim sınırlarını aşan bir şair, devrimci olsa da, benim için hep Dersim’in şairiydi. Bu tanım ona haksızlık olsa da, benim için hep öyle olacak.Fadıl Öztürk ile yol yürürken bu coğrafyanın, Kürt’ün, devrimcinin, Dersimlinin ayrılık gerekçesi olan zindan, bu güzel yürekli insanla cemal cemâle sohbet etme, muhabbet deminde sarhoş olma keyfinden beni mahrum bıraktı. Fakat yürekler bir olunca, mesafeler ve yüksek duvarlar işlevsizleşir. Cemal cemâle kuramadığımız sözü bu sefer mektuplar üzerinden kurup paylaştık. Bir olduk.
Feleğin kahpeliği midir, yoksa devrimciliğin kaderi midir, bilmem ama zindandan sonra bu güzel insanı son bir kez görememenin acısı hep içimi kanatacak. Her ne kadar telefonla özlemimizi gidermeye çalışsak da bu acı hep kalacak. Tanımaktan, söz paylaşmaktan büyük onur duyduğum Fadıl Öztürk’ü sonsuzluğa uğurlayıp yıldızlara yoldaş, heval yaparken acısı kaldı yüreğimde.
Dersim, yürekli güzel insan Fadıl Öztürk’ün bende bıraktığı sihirli cümleler kadar bir bütün devrimci yaşamı ve kişiliği oldu. O, Dersim’in Kürt Rea Heq hakikatinin evrensel devrimcilik ile buluşmasıydı. Yanımızda olmasa da hep yüreğimizde yaşayacak.