• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

Dersim kültürünü yaşatmak

26 Temmuz 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Kültür, Manşet
Dersim kültürünü yaşatmak

Bu kültürden kopuş var. Bu kültürü küçümseme var, aşağılama var, bu kültüre çok fazla değer vermeme var. Bizim ortamımızda onu görmek çok fazla zor değil, bizim ortamımızda da var. Örnek verilebilir, bu kültür demokratik uygarlık kültürü olarak da değerlendirilebilir

Ali Haydar Kaytan

Kültür kelimesi Latince bir kelime, “Colere” diye bir kavramdan türetiliyor ve kelime olarak, toprağı işlemek, toprağa bakmak, topraktan ürün elde etmek anlamına geliyor. Toprakla bağlantılıdır, tarımla bağlantılıdır, toprağı işlemektir. Toprağı tarıma açmak, toprakta ürünü ekmek, ürünü devşirmek, bütün bunların hepsi kültür anlamına geliyor. Kürtçede de karşılığı “çand” kavramıdır. O da aynı anlama geliyor. Toprakla bağlantılıdır, ürün devşirmektir. Bu yönüyle neolitikle bağını çok net bir biçimde görebiliyorsunuz.

Neolitikte yaşanan büyük bir zihniyet devrimidir, bunun maddi yaşamda da çok büyük bir karşılığı var. Yeni kavramlar doğuyor, yeni keşif ve icatlar yapılıyor. Bu keşif ve icatların karşılığı olarak yeni maddi yapılar gelişiyor. İdeolojik ve manevi kültür alanında devasa, muazzam gelişmeler oluyor. Bunlar insanlığın başında Önderliğin değişiyle “adeta yıldız yağmuru” şeklinde yağıyor.

Bu noktadan baktığımız zaman, Kürt kültürünün insanlığın kök kültürü olduğunu net bir biçimde görebiliyoruz. “Uygarlık” adlı kitaba baktığımız zaman, Önderlik orada sosyolojiyi değişik dallara ayırır. “Özgürlük Sosyolojisi” an’ın sosyolojisidir, devrim döneminin sosyolojisidir. Ama bir de genel kültür sosyolojisi dediğimiz sosyoloji var. Bu genel kültür sosyolojisi aslında kök kültürle, insanlığın başlangıcında yer alan ve insanlık durdukça asla bitmeyecek olan bir kültürle bağlantılı bir sosyolojidir. Bu kültür hangi kültürdür? Aryen kültürüdür. Aryen kültürü ki, bugün Kürtler özü itibariyle aslında o kültürü, kalıntı tarzında da olsa temsil ediyorlar. Diyelim ki buzul dönemi oldu, insanlık tümüyle ortadan kalkar, öylesi durumlarda ortadan kaybolabilir. Ama Önderliğin değişiyle, “Burayı Çin bile işgal etse, bir başka yerden işgal de gelişse, yine de bu kültür asla bitmeyecek olan bir kültürdür.” Çünkü bu kültürün bitişi, biraz da insanlığın bitişi anlamına geliyor. Bu yüzden Kürtler aslında kök kültürü temsil ediyorlar, temel insanlık kültürünü temsil ediyorlar. Bu yönüyle insanlığı besleyen, aynı zamanda uygarlığı besleyen bir kültürdür. Kürtlerin bugüne dek varlıklarını sürdürmelerinde de bu kültürün çok yoğun bir payı var.

Fakat şöyle denilebilir: Bu kültürden kopuş var. Bu kültürü küçümseme var, aşağılama var, bu kültüre çok fazla değer vermeme var. Bizim ortamımızda onu görmek çok fazla zor değil, bizim ortamımızda da var. Örnek verilebilir, bu kültür demokratik uygarlık kültürü olarak da değerlendirilebilir. Esas olarak yaşadığı zemin nedir? Kırdır. Bu kültür en güçlü, en yoğun biçimini kırda yaşar. Kentte hâkim olan uygarlıktır. Bu kültürün kentte uzantıları var, ama esas itibariyle en güçlü biçimde yaşadığı zemin kırdır. Ama kırsal yaşamdan kopuş mesela, insanlar için bir gelişme olarak algılanır. İnsanlar bunu bir gelişme olarak algılarlar. Bizde de böyle şeyler var.

Önderlik bunu “Enkidulaşma” olarak tanımladı. “Ana toplumdan kopuyorduk” dedi. “Bir Halkı Savunmak” adlı kitabını hazırladığı sırada Önder Apo, Enkidu kimliği üzerine ilk defa bu denli yoğunlaştığını ifade etti ve şunu söyledi. “Enkidu’nun aslında beni de anlattığını fark ettim” dedi. Enkidu şehre koşturulmuş, yüzünü şehre dönmüş herkestir. Dolayısıyla orda bazı belirlemeleri var. “Ana toplumdan kopuyorduk, köyümüz arkamızda bir yetim gibi kala kalmıştı. Köyün kadını, kızı gözümüzde küçüldükçe küçülmüştü, bir şehrin memuru yeni ilahımızdı. Devletleşme, kentleşme ve Türkleşme etrafında yeniden toplumsallaşıyorduk” der. Yeni bir toplumsallaşma başlar, farklı tarzda bir kültürleşme başlar. Enkidulaşma belirlemesi ihanetle özdeştir ve ana toplumdan kopmak demektir.

Bunlar tabii ki yeni bir toplumsal süreçte olduğumuz için bizim açımızdan anlamlıdır. Önderliğin Dersim’de yaşatılmasını istediği kültür, nasıl bir kültürdür? Bugünün koşullarında, 2014 yılında Dersim’de yaşanan kültür Önderliğin Dersim’de yaşatılmasını istediği kültür müdür? Değildir. Önderliğin “yaşatılması gerekir” dediği kültür -günümüzde de hala çok azda olsa yaşayan- 1938 öncesindeki kültürdür. Oradaki dayanışmadır, oradaki temel değerlerine bağlılıktır, oradaki yardımlaşmadır, oradaki komünal yaşam tarzıdır, oradaki ahlaki değerlerdir, oradaki doğaya yabancılaşmamışlıktır. Birinci doğayla ikinci doğa arasındaki uyumlu yaşam biçimidir. Önderliğin yaşatılmasını istediği kültür, esas itibariyle budur.

Önümüzde bir inşa kavramı var ve burası büyük önem taşıyor. İnşa sıfırdan başlatılan bir şey değildir. İnşa, eskinin olduğu gibi bugüne aktarılması, taşınması da değil; insanlığın temel değerleri nerde gizliyse oraya dönmek, o değerlerle bağ kurmak, onları günümüz ve bugünün dünyasının bilimsel teknik gelişme düzeyiyle bütünleştirerek, yeniden yapılandırılmasını sağlamak olarak adlandırılabilir. Önderliğin değişiyle, “10 bin yıl öncesine dönmüyoruz, ama insanlığın temel değerlerinin orada gizli olduğunu da biliyoruz. İnsanlığın geçmişi daha gerçektir, eğer arıyorsak yüzümüzü oraya döneceğiz. İnsanlığı orada arayacağız. Orada bulup yakalayacağız ve yeniden başlatacağız” diyor. Yaklaşımımız bu olacak ve dolayısıyla geçmiş bu yönüyle zaten kültüre de tekabül ediyor.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Sonraki Haber

Konforlu tartışmalar

Sonraki Haber
Sancı, umut ve başka haller

Konforlu tartışmalar

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Beka sorunu yalanı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Kürt sorunu mahkemede değil, masada çözülür

Kürt sorunu mahkemede değil, masada çözülür

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Komünalite ve yerel demokrasi

Komünalite ve yerel demokrasi

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Asıl afet doğadan kopuştur

Asıl afet doğadan kopuştur

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İçeridekiler süreci tedirgin bir şekilde izliyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Niye öncelikle dile saldırılar var?

Niye öncelikle dile saldırılar var?

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Riha’da yeryüzü sofrası kuruldu

Riha’da yeryüzü sofrası kuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır