Demokratik Toplum sürecine destek amacıyla Avrupa’dan Türkiye’ye gelen ‘Özgürlük İçin Israr Ediyoruz’ İnisiyatifi üyeleri, yürütülen barış ve demokrasi mücadelesine ortak olduklarını belirtti
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde deklere ettiği “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı sonrası PKK 12 Kongresi gerçekleştirerek kendini feshetti. Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz tarihinde videolu mesajından ardından 11 Temmuz’da Federe Kürdistan Bölgesi Silêmanî kentine bağlı Cesenê mağarasında 30 kişilik “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” üyesi silahlarını yakarak imha etti.
Avrupa’da başlatılan “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyası çerçevesinde Türkiye’ye gelerek Adalet bakanlığa görüşme başvurusunda bulunan “Özgürlük İçin Israr Ediyoruz’ İnisiyatifi üyelesi enternasyonalist gençler Berû Ajans’a konuşarak süreci desteklediklerini ve bu kapsamda çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Sürecin gençler olmadan yürütülemeyeceğini belirten heyet üyeleri, gençliğe süreci sahiplenme çağrısında bulundu.
‘Gerçek barış mücadeleyle mümkün’
Almanya YUNA Demokratik Gençlik ve Genç Kadın Komünü üyesi Marie, barış arayışının yalnızca bölge halklarını değil, tüm insanlığı ilgilendiren evrensel bir sorumluluk olduğuna vurgu yaptı: “Dünya savaşları zamanında ve dünyanın bugünkü sonuçlarına baktığınızda, burada yaşayan insanlar gerçek barış süreci için ilk adımı attılar. Bu, dünya çapındaki tüm toplumlar için anlamlıydı. Ancak bu aynı zamanda bizim daha iyi bir dünya için mücadele etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Toplum açısından da bu, bizim üstlenmemiz gereken gerçek bir sorumluluktur. Bu, ulaşmak istediğimiz şeydir ve toplum olarak birlikte başarmamız gereken bir hedeftir. Her gün bu süreci birlikte inşa etmeye devam etmeliyiz.
‘Değişim mümkün’
Marie, kendi ülkelerinde de mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek enternasyonal dayanışmanın gerekliliğine dikkat çekti: “Bu çok açık. Gerçekten bu sürece inanmalı, ona sıkı sıkıya sarılmalı ve her zaman tereddüt içinde olan insanları da yanımıza alarak birlikte yürümeliyiz. Onlara aydınlık bir geleceği gördüğümüzü göstermeliyiz ve bu uğurda yaşam boyu mücadele edeceğimizi ortaya koymalıyız. Devam etmemiz gerekiyor. Süreci destekliyoruz ve aynı zamanda kendi ülkelerimizde, kendi topraklarımızda da bu mücadele sorumluluğunu taşıyoruz.
Evet, biz bu değişimin mümkün olmasını sağladık ve devam edeceğiz. Gösterilere , protestolara devam edeceğiz, sokakta daha fazla olacağız. Kendimizi eğiteceğiz, toplumla konuşacağız, toplumdan öğreneceğiz ve birlikte dünya çapında bir okul misyonu inşa edebiliriz.”
‘Tüm dünya için tarihî bir an’
İtalya’dan UGS Sinistra Italiana Partisi Gençlik Örgütü üyesi Giosve Vicidomini ise sürecin tarihsel önemine vurgu yaptı. Ortadoğu’da başlatılan barış sürecinin yalnızca bölgesel bir adım değil, dünya halklarına ilham veren bir gelişme olduğunu belirtti: “Bu süreç, yalnızca Ortadoğu halkları için değil, tüm dünya için oldukça tarihî bir andır. Sanal medyanın desteğiyle alınan bu barış tercihi, dünyanın her yerinde yaşananlara rağmen, sadece Ortadoğu için değil, halkların kendi kaderini tayin etme ve özgürlük mücadelesine önem veren herkes için ilham vericidir.”
‘Demokratik toplum gençliksiz olamaz’
Giosve Vicidomini, gençliğin sürece dâhil edilmesinin hayati önem taşıdığını ifade ederek şu sözlerle çağrı yaptı: “Bence gençlik, bu sürecin ta kendisi olmalı; çünkü geleceğin toplumu gençler tarafından şekillendirilecek. Bu nedenle, gençliği konuşmadan demokratik toplumu konuşmak anlamsız olur.
Biz enternasyonalist gençler olarak, Ortadoğu’daki sürece dikkat kesilmeli ve kendi şehirlerimizde, kendi ülkelerimizde örgütlenmeye başlamalıyız. İnsanları Ortadoğu’da neler yaşandığı konusunda bilinçlendirmek hepimiz için bir görevdir. Demokratik toplumu gençliksiz düşünemeyiz.”
Gençliğin taleplerinden birinin de Abdullah Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü olduğunu vurgulayan Giosve Vicidomini, “Çünkü onun özgürlüğü, gençliğin özgürlük umuduyla kesişiyor” dedi.
HABER MERKEZİ