DEM Parti, Komisyonun İmralı Ada’sında Abdullah Öcalan’ı ziyaret etme kararının ardından yazılı açıklama yaptı: Kararın Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından eşsiz bir fırsat penceresi sunacağına vurgu yapıldı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Komisyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesi kararı almasının ardından yazılı bir açıklama yaptı.
“86 milyonun ortak geleceğine, demokratik birlikteliğimize ve kalıcı barışa vesile olsun,” başlığı ile yayınlanan açıklamada, İmralı’ya gidiş kararı, “Türkiye’nin demokratik olgunluğunun ve barış iradesinin en somut ifadesi” olarak nitelendirildi.
“İmralı’da kurulacak diyalog zemini ve geliştirilecek şeffaf temas kanalları, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından eşsiz bir fırsat penceresi sunacağı” ifade edilen açıklamada, kararın Türkiye’de yeni bir dönemin kapısını aralayacağı, korku siyasetinin yerini birlikte yaşam umudu ve güvenin alacağı vurgulandı.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan imzasıyla yayınlanan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Sayın Öcalan ile yapılacak görüşmelerin, sürecin sağlıklı ve güvenli biçimde ilerlemesinde belirleyici bir rol oynayacağına olan inancımız tamdır. Bu ziyareti gerçekleştirecek olan Komisyon üyelerini yürekten kutluyor, Komisyon çalışmalarında yapıcı rol üstlenen tüm siyasi partilere ve Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ayrıca Komisyonun kurulması, sükunet içinde çalışmalarını gerçekleştirmesi, halkların barış talebini görmesi ve İmralı’ya gitme iradesini cesaretle ortaya koyması dolayısıyla siyasi sorumluluk alan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ittifak partilerimiz EMEP ve TİP’e teşekkür ediyoruz.
Siyasetin esas rolü, ülkenin ve halkların ortak çıkarını gözetmek ve çözüm üretmektir. Bugün alınan bu karar, tam da böylesi bir sorumluluğun nişanesidir. Ne var ki, bazı siyasi çevrelerin bu tarihi adıma mesafeli yaklaşımlarını da üzüntüyle karşıladığımızı belirtmeliyiz. Barış süreçlerinde cesaret ve ileri görüşlülük her zaman takdir edilmeyi hak eder. Tereddütler ve kaçınmalar toplumsal vicdanı yaralar. Demokratik siyasetin gereği, böylesi tarihsel bir süreçte halkların ortak geleceğine dair alınacak kararlarda yan yana durmak, omuz omuza yürümektir.
Bu vesileyle, barış iradesinin güçlendirilmesinde herkesin üzerine düşen tarihi sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bugün atacağımız cesur adımlar, kardeşlik hukuku içinde bir gelecek kazandıracaktır. Bu ziyaretin, 86 milyonun ortak geleceğine, demokratik özgür birlikteliğimize, eşit yurttaşlık ve kalıcı barışa vesile olmasını diliyoruz. Barışı inşa etmek hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur. Siyasal görüşlerimiz farklı olsa da, ortak geleceğimiz ve kalıcı barışın inşası için bu ülkenin geleceği adına sözü olan herkesi çözüm ve barış ortak paydasında buluşmaya çağırıyoruz.
ANKARA









