Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda Sinn Fein Ulusul Başkanı Declan Kearney, Katalonya eski Başbakanı Pere Aragonès Garcia ve Bask Parlamentosu üyesi Igor Zulaika, kendi deneyimlerini anlattı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Bakırköy’de bulunan Cem Karaca Kültür Merkezi’nde “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı”nda devam ediyor. “Çatışma Çözümlerinde Deneyimler” başlığıyla gerçekleştirilecek oturumda İrlanda Milletvekili ve Sinn Fein Ulusal Başkanı Declan Kearney, İrlanda deneyimine dair sunum yaptı.
Sinn Fein Ulusal Başkanı Declan Kearney, İrlanda’daki çözüm sürecini anlatarak, “Uluslararası etkinin barış sürecinin başlatılmasında olumlu bir etkisi oldu. Hayırlı Cuma anlaşması kurulduktan sonra Avrupa Birliği’nin de önemli katkıları oldu. Fakat 27 yıldır işimizi bitirmiş değil. Ama sonuçta siyasi gücün paylaşmasında yeni bir siyasi güç oluşturuldu. Buradaki en önemli şeylerden biri İrlanda’daki çatışmaların son bulması için demokratik bir yol oluşturulmasıydı. Bağlayıcı bir anlaşma olarak uygulanmasının sağlanması için kararlı olduk. Anlaşmanın önemi statükonun bir anlaşma olmadığını ve demokratik gelişimin ve değişimini kabul etmekti. Bizler demokratikleşme ölçütleri olarak eşit muamele, kültür, eğitimin yanı sıra birçok hakkımız yer aldı anlaşmadı. Tutsakları serbest bırakma uygulaması başlatıldı. Politik reform ihtiyacı bağımız bir komisyonla ele alındı. Devletin polis gücü tasfiye edildi ve yeni bir kolluk gücü kuruldu. ‘Hayırlı Cuma’ anlaşması güç anlaşmasızlığını çözerek, kuzey ve güney yöneticileri bir araya getirdi. Silah ve mühimmatlar için komisyon kuruldu ancak silahsızlanma uzun bir süre aldı. Bu da güven arttırıcı bir adım oldu. Tüm bunlar İrlanda barışı ve ‘Hayırlı Cuma’ anlaşmasının tek bir durumla ilgisi yok. Çok kapsamlı ve değişkenlerle doluydu. Başından beri güçlerin paylaşılması konusunda olumsuz şeylerde yaşandı. Bunlar ciddi sorunlarda yarattı. Ama pozitif anlamda da önemli bir yol kat ettik” diye konuştu.
‘Öcalan’a özgürlük’
Kearney, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu da bilmeliyiz. ‘Hayırlı Cuma’ anlaşması halen 27 yıl geçmiş olmasına rağmen tamamen uygulanmış değil. Dolayısıyla İrlanda sorunu halen çözülmemiştir. Başka anlaşmalarla bu sürecin devam etmesi gerekmektedir. En önemli müzakere her zaman kendi değerlerimizle yapılmalıdır. Ulusal birleşme zamanının geldiğini iddia ediyoruz. Müzakere süreçleri tamamen kapsayıcı olmalı, tüm konular açıkça konuşulmalı, her iki taraf iyi niyetle katılmalı, birlikte güven inşa edilmeli, kararlar uygulanmalı, açıkça tanınmış hedefler esas olmalıdır. Sivil toplum ve taban sürece dahil edilmelidir. Son olarak Türkiye ile Kürt halkı yeni bir demokrasi ittifakı için Kürtlere dayanışmamızı iletiyorum. Kürtlerin sunduğu bu fırsatı Türkiye’nin görmesi lazım. ‘Umut hakkı’na da inanıyorum ama umuda da inanıyorum. Kürt halkına barış, özgürlük ve demokrasi. Abdullah Öcalan’a özgürlük” dedi.
‘Demokrasiye ulaşacağız’
Eski Katalonya Başbakanı Pere Aragonès Garcıa, Kürtlerin mücadelesini desteklediklerini belirterek, Katalonya’nın müzakere sayesinde iyi kazanımlar elde ettiğini söyledi. Katalonya ve İspanya hükümeti arasındaki çatışmalara değinen Garcıa, “Katalonya kimlik ve özgürlük mücadelesi verdi. Geçen yüzyılda daha sonra özerkliğine kavuştu. Daha sonra belli reformlara yol açtı. 2017 yılında bağımsızlık referandumu yapıldı. İspanyol hükümeti ise özerkliği askıya aldı ve baskının başlangıcı başladı. Hükümetimiz liderleri tutsak edildi, sürgün edildi. Yargı soruşturmaları çok sayıda kişiye açıldı. 2019 yılında İspanya hükümet mahkemesi liderlerin serbest bırakılmaması gerektiğini ve cezalar verildi. Ardından eylemler başladı. Ancak İspanya’da sosyalist partiler bağımsızlığı destekleyenler büyük bir eylem başlattı. Biz de onlarla 2019 Kasım’da bir görüşme başlattık. Katalonya’nın tam bağımsızlığını istiyorum ama sizin de çözüm istediğinizi biliyorum, hangisi kazanır bilmiyorum. Ama sonuçta demokratik bir yere ulaşacağımızı düşünüyorum. 1 ay sonra sosyalist partiyle bir anlaşmaya varıldı. Anlaşmada önce siyasi çatışma yok sayıldı, müzakere kabul edildi, nihai çözümün Katalan halkıyla birlikte karar verileceği ifade edildi” diye belirtti.
‘En önemlisi halkın yaptığı sözleşme’
Pandeminin süreci engellendiğini ve pandemi sonrası tekrar müzakerelere başlandığını belirten Garcıa, “Önce siyasi tutsakların serbest bırakılması, İspanya parlamentosunda bazı suçları suç olmaktan çıkarılmasını talep ettik. Katalan dili şu an resmi bir dil olmasını istedik ve nihayetinde bu da kabul edildi. Ve 2024’te af kanunu tartıştık. Şu an affın tamamen uygulandığını söyleyemeyiz. Öncelikle Katalonya eski başkanının bırakılmasını ve diğer politik tutsakların bırakılmasını talep ettik. Aynı zamanda anayasal reformları talep ettik. Müzakere sürecinde uzun dönemli bir vizyona ihtiyaç var. Yüzlerce yıllık bir çatışma 1 yılda çözeceğiniz bir şey değil. Doğru kelimeleri bulmanın önemi var. Müzakere sürecinde kimse kaybedenmiş gibi gözükmek istemez. Anlatınız hedef olarak karşı tarafı küçük görürse yol kat edemezsiniz. En önemlisi de halkınızla yaptığınız sözleşmedir. Liderlik ve kapsayıcılık kavramları önemlidir. Liderlik çok önemli elinize bir fırsat geçer ve bu fırsat çok kısa sürede orada durur. Mesela 1 yıl önce liderinizden gelen mesajı gördüm, bu bir liderlik mesajıydı. Bu risklidir ancak liderlik budur. Günün sonunda kapsayıcı süreçten bahsetmeye çalıştığımız şey demokratik, barışçıl bir Katalonya’dır. Katalonya’dan Kürdistan’a selamlar.”
Zulaika: Öcalan’ın sürece katkısı önemli
Bask Parlamentosu üyesi Igor Zulaika ise, Bask deneyimini anlattı. Bask sürecinin henüz sonlanmadığını belirten Zuaika, 14 yıldır ileri ve geriye doğru adımlar attıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Hükümette bir değişiklik vardı, sürece başladık. Ancak siyasi mahpuslara baskı yaptılar, rehine olarak onları kullandılar. Yasal değişikliklere ihtiyacımız olduğunu söyledik. Siyasi karar veriyorlar ama adım atmayı zorlaştırıyorlardı.
Daha sonra silahsızlanma süreci kapsamında silahlı 6 kişi gelip teslim oldu ancak bunlar tutuklandı. Ve ardından halkımızın da desteğiyle süreci atlattık. Özellikle halkımız sürece yoğun bir destek verdi.
Daha sonra ETA dağıldı. Siyasi bir örgüt kurmak istedik. Bask sosyalist partisi gibi. İstediğimiz kadar hızlı ilerlemiyor süreç. Bu sorunların ele alınması gerekiyor.
Abdullah Öcalan’ın bu sürece katılması önemlidir. Öcalan serbest bırakılmalı çünkü onun katkısı çok önemlidir. Devlet hızlıca bu alanda adım atmalı. Artık Kürdistan’da ve bölgede barışı desteklemek gerekiyor. Toplumlarımız bunu hak ediyor.”
İSTANBUL









