• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Kasım 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Anglo-Sakson ricat ve ‘Brexit’ muamması (II)-Zafer Yörük

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
10 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Londra, sanayi devrimi ve “İmparatorluk” yüzyılları boyunca dünyanın tartışmasız en önemli finans merkeziydi. İmparatorluğun çözülüşüyle birlikte Amerikan dolarının küresel para birimi halini almasıyla eşzamanlı olarak Britanya yönetimi, bir finansal imparatorluğa dönüşme yolunda önemli hamleler yaptı.

İngiliz Merkez Bankası 1950’lerde “euromarket” sistemini kurarak Londra’yı bir finans merkezi olarak güncelledi. “Euromarket”, esas olarak uluslararası şirket ve kartellere, yatırım, finansman ve kâr amacıyla ellerinde bulunan parayı depolamaları ve serbestçe kullanabilmeleri için vergilendirmeden muaf bir alan sunmaktaydı.

Londra’nın City bölgesi sınırları içinde açılan bu alan, ABD vergi sisteminden muafiyet arayışı içindeki büyük Amerikan bankaları başta olmak üzere dünyanın en önemli finans kuruluşlarının, operasyon merkezlerini Londra’ya taşımaları sonucunu doğurdu. Sömürgelerini kaybetmesine rağmen Britanya ekonomisi, 1945’ten itibaren sürekli büyüme kaydetti. 1970’li yılların ortalarında krize giren kapitalist ekonomi, çözümü Thatcherizm’de bulacaktı.

Sanayi Devrimi’ni ilk gerçekleştiren ülke olan Britanya, “sanayi sonrası toplum” a geçişte de öncü oldu. 1980’li yıllar boyunca Thatcher yönetimi altında madenlerden başlayarak makro ölçekli endüstriyel üretim yapılarının tasfiyesi başladı. Yüzyıllarca sanayileşmiş ülkelerin başında gelen Britanya ekonomisi içinde, endüstriyel üretimin payı günümüzde yüzde 14’e inmiş durumda. Buna karşılık en önemli bileşeni finans olan hizmet sektörü yüzde 76 ile ilk sırada.

Burada bir parantez açarak, ülke içinde tasfiye edilen sanayi üretiminin yok olmadığını; sanayi yatırımlarının, emek maliyeti ucuz Uzakdoğu ülkelerine kaydırıldığını hatırlatalım.

Thatcher yönetimi altında, ABD bankaları başta olmak üzere küresel sermaye ve finans şirketlerini Londra’ya çekmek için yeni tedbirler geliştirildi. City’nin bağımsız yapısının sağladığı güvencelerin yetmediği yerde, sömürgecilik kalıntısı adalarda offshore “vergi cennetleri”nden oluşan ve merkezinde City’nin olduğu bir küresel finans ağı oluştu.

Sonuçta, günümüzde Britanya ekonomik büyüklük anlamında dünyada beşinci sırada olsa da finans sektörü anlamında birinciliğini koruyor. Bu başarı öyküsü içinde, City’nin özgün statüsü önemli bir yer tutuyor.

Ekonomist Nicholas Shaxson’un 2011 tarihli “Hazine Adaları” (Treasure Islands) kitabı, en dış halkalar olarak Karayipler ve Uzak Doğu’nun ücra köşelerinden başlayarak Jersey ve Man Adası gibi adı bilinen “vergi cenneti” adalarına, oradan Britanya adasına doğru daralarak “ada içinde ada”, “şehir içinde şehir” ve “devlet içinde devlet” statüsüyle City’de düğümlenen geniş bir finans ağının yapısını ve işleyişini aktarıyor. Günümüzde Britanya’nın Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma ısrarının sırrı burada saklı.

Dikkatli bir geri okuma, İngiltere’nin başından itibaren kendi hegemonyası altında ve ABD’ye rakip olmayacak bir AB oluşumu için çaba harcadığını, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa’nın “oyun kurucu” adımlarına karşı “oyun bozucu” hamleler gerçekleştirdiğini gösterecektir: Avroya geçmek yerine Pound’u ulusal para birimi olarak muhafaza etmek; AB Anayasası ve ortak asgari ücret belirleme gibi adımlara karşı durarak gevşek ve geniş bir koordinasyon yapısında ısrar etmek gibi.

Bir Avrupa üst-devleti oluşumunu engellemenin mümkün olmadığı momentte ise “Brexit” gündeme geldi. Almanya önderliğinde Avrupa Merkez Bankası’nın denetimi altına girmek, ekonomisini dünya finans sektörünün önderliği üzerine yeniden yapılandırmış İngiltere sermaye sınıfı için “yıkım” anlamına gelecekti.

Bugün koşullar uygun olmasına rağmen, Parlamento içindeki sağ ve sol hiçbir parti ya da grubun ikinci bir Brexit referandumunu gündeme getirmemesi, İngiltere kapitalizminin kendi geleceği üzerine yaptığı bilinçli bir tercihtir. İngiltere, AB’den çıkmakla sanıldığı gibi kendini Britanya adasına hapsetmiş olmayacak.

Aksine dünya finans sektörünün merkezi olma konumu üzerindeki riski bertaraf etmiş olacak. Brexit, jeopolitik açıdan ABD ile birlikte küresel bir Anglo-Sakson geri çekilmenin parçası olarak da okunabilir. ABD yönetiminin Suriye’den çekilme kararı, sanıldığının aksine Trump’ın anlık saçmalıklarından biri değil, yeni bir stratejik hamlenin habercisidir.

ABD’nin, yayılmacı hamlelerini sonlandırarak dünya ölçeğinde üslenmiş askeri varlığında azalma, NATO ve Birleşmiş Milletler’in finansmanında kesintiye gitme gibi adımları, ekonomi alanında ABD Merkez Bankası’nın faiz artırı yoluyla doları küresel piyasalardan ülke içine çağırma hamlesiyle eşzamanlıdır. Venezuela müdahalesi ise, Okyanus-aşırı askeri maceralar yerine kendi “arka bahçesine” dönüş olarak okunabilir.

ABD ve İngiltere arasındaki tarihsel “ayrıcalıklı dostluk” ilişkisi içinde, küresel bir Anglo-Sakson ricat dönemine girildiği görülüyor.

Bu durumu, emperyalizmin geri çekilmesi olarak yorumlamak yerine, Walter Benjamin’in “kaplanın geriye sıçrayışı” metaforunu akılda tutmak doğru olacaktır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Vazgeçilmez olan Erdoğan mı yoksa emperyalist çıkarlar mı?

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

6 Kasım’da ABD’nin önde gelen gazetelerinin birinde Gönül Tol tarafından kaleme alınan bir makale (1) Türkiye’de çok tartışılıyor. Makalede Tol,...

Mekânın demokratik örgütlenmesi: Kimlik, mekân, varlık

Mekânın demokratik örgütlenmesi: Kimlik, mekân, varlık

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Barındığımız, var olduğumuz, kimliğimizi şekillendiren mekânın demokratik temelde örgütlenmesi, ancak örgütlü politik öznelerin Demokratik Toplum mücadelesini sahiplenmesiyle mümkündür. Demokratik mekân...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

İçinden geçtiğimiz veya geçmeye çalıştığımız çözüm ve barış dönemi, bütüncül açıdan bakıldığında birçok şeyi dayatan, nasıl ve ne yapmalı sorularına...

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
9 Kasım 2025

Tarım sigortası, “Ba’de harabi’l-basra”dır. Yani Basra harap olduktan sonra soruna el atma işidir. Esas olarak bunun öncesinde olası afetleri önlemek...

İmralı’da bir selfie rüyası

CHP’ye 2. Uyarı: Sakın çözüm sürecinde geri adım atmayın

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

Geçtiğimiz günlerde CHP’yi uyaran bir yazı yazdım. Şimdi ikinci uyarım tamamen farklı bir cepheden, elbette gizli bir enformasyona dayalı değil,...

Heykeli dikilecek adam! Öyle mi?

Heykeli dikilecek adam! Öyle mi?

Yazar: Heval Elçi
9 Kasım 2025

Bazı suçlar, aradan yüz değil, bin yıl geçse de kabul edilebilir hale getirilemez. Siyah köle kadınları kesip biçerek 'Jinekolojinin Babası'...

Sonraki Haber

Boş kabuklar- Arif Altan

SON HABERLER

Amed’de taziyeler kitlesel ziyaret edildi

Amed’de taziyeler kitlesel ziyaret edildi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Kasım 2025

Karakaya’da taş ocağı tepkisi: Köyümüzü yok etme projesine hayır

Karakaya’da taş ocağı tepkisi: Köyümüzü yok etme projesine hayır

Yazar: Yeni Yaşam
10 Kasım 2025

İshak Tepe’nin taziyesine kitlesel ziyaret

İshak Tepe’nin taziyesine kitlesel ziyaret

Yazar: Yeni Yaşam
10 Kasım 2025

Mali’de kaçırılan aktivist Meryem Sissé Bağımsızlık Meydanı’nda katledildi

Mali’de kaçırılan aktivist Meryem Sissé Bağımsızlık Meydanı’nda katledildi

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Aykol’un antibiyotik tedavisinde dördüncü aşamaya geçildi

Tedavisi devam eden Aykol’a trakeostomi uygulandı

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

ABD, Şam’da askeri üs kurmaya hazırlanıyor

Şara-Trump görüşmesi bugün: Gündemde neler var?

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Sêrt’te 25 Kasım startı verildi

Sêrt’te 25 Kasım startı verildi

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır