• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ayşe Düzkan

yeni icat: siyasal alevilik

6 Ocak 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Ayşe Düzkan, Yazarlar
ittifak

son zamanlarda iktidar borazanlarının diline doladığı siyasal alevi terimi siyasal islam/siyasal islamcı ifadelerine bir tür nazire ama haksız bir nazire.

islam’ın, manevi bir bütünlük olmanın ötesinde, hem toplumun nasıl yönetileceği hem de kişilerin gündelik hayatını nasıl tanzim edeceğiyle ilgili önerileri olması sebebiyle başlı başına siyasi olduğunu savunanlar haksız değil. siyasal islamcıların ezici çoğunluğuysa açıkça şeriat yönetimi talep ediyor, bunun için mücadele ediyor. malum, geçtiğimiz yirmi yılda, kafa kesen, diri diri insan yakan ışid, nusra vb. tekfirci yapılar ortaya çıktı. bunların maneviyatla bir ilgisi olmadığına, devletlerarası politikada araçsallaştırıldıklarına, eylemlerinin siyasi sonuçları olduğuna şüphe yok ve daha önemlisi türkiye’deki birçok islamcı yapı ve kişi bunları eleştirmeye dahi ihtiyaç duymadı. (bölgede, bu yapılarla çatışan islamcı gruplar olduğunu unutmamak gerek.) aleviler arasında, alevilik içinde ne böyle eğilimler ne böyle talepler var. herkes alevi olsun, bizim yolumuzdan gitsin diyen alevi varsa da toplumsal bir olgu haline gelmiş değiller, zaten sonradan alevi olmak kolay bir iş değil.

aleviler, maraş katliamı’ndan sonra politikleşti ama egemen olmak için değil, esasen eşit yurttaşlık haklarını ve güvenliklerini savunmak için. siyasal alevilik diye bir şey hiç olmadı, bürokrasi içinde ve çeşitli devlet kademelerinde yer alma konusunda ayrımcılık yaşadıklarınınsa tanıkları var.

bu noktada şuna değinmek istiyorum: geçmişte, türkiye’de yaşayanların birbirlerinin etnik kökenlerini ve inançlarını bilmediği, sormadığı iddiası doğru değil.

lazlar, fıkra kahramanı haline getirilip ayrımcılığa uğrasalar da, kimliklerini gizleme gereği duymazlardı. çerkesler de. kimin laz, kimin yörük, kimin çerkes, kimin balkan göçmeni olduğu bilinirdi. müslüman olmayan azınlıklar arasındaysa, özellikle 6-7 eylül pogromu sonrasında, çocuklarına türkçe müslüman isimleri koyanlar olmuş ama yahudiler, rumlar, ermeniler adlarından ya da soyadlarından tanınır. korunmak amacıyla, kendilerinden olanların sayıca çok olduğu mahallelerde yaşarlardı; hâlâ da biçok yerde öyledir. bürokrasi, ordu falan zaten söz konusu bile değil de, 1960’tan bu yana meclis’te yer almış müslüman kökenli olmayan vekil sayısı 18, bunların dokuzu 2011 sonrası vekil olmuş ve altısı hdp geleneğinden!kürtler ve özellikle aleviler, tarih boyunca gördükleri baskı sebebiyle sık sık kimliklerini saklama ihtiyacı hissettikleri, onlara bu hissettirildiği için, onların “kim olduğu” bilinmezdi. çok bilinen bir olgudur; ramazan’da nice alevi aile, sahur vakti ışıkları yakıp kap kacak gürültüsü çıkartmak zorunda hissetmiş kendini. kürtlerin çocuklarına kürtçe isimler koyması, kürt özgürlük mücadelesinin bir aşamasında ve onun bir sonucu olarak mümkün oldu. örneğin bugün dahi, deyişlerini bütün türkiye’nin tanıdğı âşık veysel’in alevi bektaşi olduğunu bilmeyen, aklına bile getirmeyen çok insan var.  kimin kim olduğunu bilmiyordunuz çünkü sizin adınıza onlara baskı yapılmıştı! kimlik politikası diye burun kıvırdığınız şey, o insanların baskıya rağmen kimliklerini, inançlarını yaşama ve haklarına sahip çıkma mücadelesi.konuyla doğrudan ilgisi yok ama Türkiye’de mezhepçiliğin boyutları konusunda çok yakın bir örnek, filistin direnişini savunan ve kendini müslüman olarak tanımlayanlar arasında, hasan nasrallah için taziye vermekten imtina edenlerin varlığı.

diğer yandan, türkiye, tarihi boyunca, düşmanlar oluşturup korku salmak suretiyle rıza üreterek yönetilmiştir. yakın tarihimizde bu düşman, çok uzun bir süre boyunca kürtler oldu. burada da sık sık değindim, iktidarın uzunca bir süredir kürt meselesini bir yönetim aracı olarak kullandığını düşünüyorum. daha iyi çalışma ve yaşama koşulları talep eden emekçiden, istanbul sözleşmesi’ni savunan kadınlara kadar herkes “terörist”! sadece sokağa çıkanlar da değil; hatırlarsınız, 2019’da halkın patlıcanın pahalı olmasından şikayet hakkı yoktu çünkü bir mermi kaçadır biliyor muydu!merminin fiyatını bilmiyoruz, patlıcanın fiyatından haberdarız, mezhepciliğin, halkı birbirine düşmanlaştırmanın bedellerini çok iyi biliyoruz. bugün, nasıl ilerleyeceği kolay kolay tahmin edilemeyen bir “süreç” yürüyor. müzakerenin bir tarafı, hileleriyle nam salmış tarafı, halka dayattığı düşmanlığı, ırkçılığı, ayrımcılığı icap ettiğinde başvurulacak bir silah olarak kınında tutuyor. siyasal alevilik kavramı, bunun, biraz da suriye’deki gelişmeler hesaba katılarak çoğaltılmasından ibaret.

bu düşmanlaştırmaların panzehiri olacak bir siyaset, mümkün olan her olumlu şeyin garantisi ve onu üretmek de sanırım türklere düşer.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ocak ayında neler olacak?

Sonraki Haber

‘İtaatsiz sivil toplum örgütü’

Sonraki Haber
Bir milyon dolarlık füze ve kriz

'İtaatsiz sivil toplum örgütü'

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır