• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ahmet Güneş

Çehre değişirken değiştiriyor

20 Ağustos 2021 Cuma - 09:41
Kategori: Ahmet Güneş, Yazarlar
Vardı ve varılacaktı

Ahmet Güneş

Zarar veren her şeyin talipleri uzun bir kuyruk oluşturmuş. Hizasına isyan eden, sırasına razı olmayan bir hırs. Vazgeçmenin en büyük gücünü keşfedememiş kocaman bir gürültü. Yaprağın hışıltısı, çağlayanın ritmi duyulmuyor hiçbir sessizlikte. İhtiyaçlar güzelliklerin bir adım önünde, herkes de peşinde. Dünya dönmüyor artık, sürükleniyor.

Hiyerarşisini yalan tarihten alanların naylondan böbürlenmesi ayyuka çıkıyor. Yeniden yazılan sayfalar, olmayan olaylar, vandallıklar, entrikalar derken, geçmişinden arınmış gibi kendini apak gösterme telaşı her yerde. Denilir ki tarih her şeyi yazmaya yetişememiş. Uydurulan ve unutulan pek çok olan, kalmış dipsiz bir kuyuda. Bağır bağırabildiğin kadar yazılmayana. Silinen çokça ceza ve eza var yankılanan; duyurana kadar, duyanı bulana kadar bir uğultu misali, notası kayıp bir ezgi gibi anlatamaz kendini.

Tertemiz ve günahsız olana muhtaçken herkes, yalanlara izahat getiriliyor. Çünkü yalan olan bir gün gerçekle takas edilecek, tersi de gerçekleşecek. Her şeyin bulanıklaştığı, insanın bulanık gördüğü bir çağ bu. Çağ nedense bir yangın gibi gelir o anda yani o zamandan sıkılana. Yine de yanmaktan kurtulamaz kimse. Bu çağda ölen külleriyle gömülecek zamanına.

Kıran kırana bir yarış ile devam ediyor hayat; en iyi, en güzel, en çok, en daha… Dünya isteklerle dönüyor sanki, öyle bir yanılsama. Tersini ise kayan toprak, taşan deniz, yuvarlanan kaya gösteriyor; biz yerimizden ediniyoruz, dönmüyoruz. Haykıran mağduriyete ikiyüzlü bir taraf cevap veriyor: Gelin ve geldiğinizi unutmayın. Unutmayın ki biziz ulu olan, hep kazanan ve bu yüzden haklı olan.

Bu bağırdıkça yalanın çehresini değiştireceğine iman edenin sesi, her şeyin müsebbibi.

Heba edilmiş iyilik, derbeder edilmiş güzellik sadece düşünü bize bırakmışken, kendisinden sıyrılıp bir başka şeye dönüşmüşken, çağırıyoruz yine. Bu arzu çiğnenmiş bir gül kadar acı, bir kafese kuş aramak kadar haince. Hani ben, yine ben, hep ben naraları ile dörtnala koşulan bir yer.

Hayatın şer ile ahbaplığı getirdi getirdi bizi ta buraya bıraktı. Kimse memnun değilken, gidilecek başka bir dünya ham hayalken, gelsin gelsin diye kıvranıyor insan. Kirinden arınması imkansız değil, manasız bir serencam bu. Tam içinden söylemek gerek: Madde de ağır değil mana da. Herkes bilerek altından kalkmak istemiyor.

Her suça bir öteki, her iyiliğe bir kahraman arayışı, yabancı eyliyor aynı nakarata ses olanları. O koro bir sünger gibi emiyor tek tek. Herkes bir ses çünkü ve şarkısının peşinden koşmaya tenezzül etmiyor. Yeni bir nota müziğe fazla, yeni bir renk ressamlara yük, yeni bir dünya harikasına kimse hasret değil. Olan yeterli, olacak olan gelmemeli. Vaziyet ancak bu kadar, hal ve gidiş bu denli. Cevabını öldürmüş bir soru kadar havada asılı yaşamak.

Her ihtimal bir tehdit gibi yanaşıyor ve çağın yangınında küle dönüp savruluyor. Gökyüzüne bak, bastığın toprağa bak ve gör; yok sınır, sadece o haydut çitleri çaktı toprağa ve bir çember gibi çevreledi atlasları. İnsan insanın mayını, patlarken inlediği sesi. Taklit yaşamak, naylondan hayat ve çemberin içinde parlak bir boşluk. De ki; vasfını yitirdi yaşamak, dönemiyor insan gitmekten.

Haftanın kitap önerisi: Michel Foucault, Cinselliğin Tarihi / Çeviren: Hülya Uğur Tanrıöver, Ayrıntı Yayınları

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bir ağustos şafağında

Sonraki Haber

Kır-kent uçurumu büyüyor

Sonraki Haber
Dolar üzerinden güç savaşımı

Kır-kent uçurumu büyüyor

SON HABERLER

AKP sözcüsü Çelik Erdoğan’ın sözlerine açıklık getirdi

AKP sözcüsü Çelik Erdoğan’ın sözlerine açıklık getirdi

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Ankara’da bir kadın katledildi

Ankara’da bir kadın katledildi

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

KCK: Yeni süreç 14 Temmuz direniş çizgisine dayanıyor

KCK: Yeni süreç 14 Temmuz direniş çizgisine dayanıyor

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

İran medyası: Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan İsrail saldırısında yaralandı

İran medyası: Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan İsrail saldırısında yaralandı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

11 Temmuz 2025: Fotoğraflarla PKK’nin tarihi töreni

Agirî Baro Başkanı: Devletten de pratik adımlar atmasını bekliyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

DEM Parti’den Zilan Katliamı ile yüzleşme çağrısı

DEM Parti’den Zilan Katliamı ile yüzleşme çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

Grand Kartal Otel davasında 4 kişi hakkında karar

Grand Kartal Otel davasında 4 kişi hakkında karar

Yazar: Yeni Yaşam
13 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır