• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
17 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ahmet Güneş

Anahtarımıza kapı aranıyor

29 Ekim 2022 Cumartesi - 00:00
Kategori: Ahmet Güneş, Yazarlar
Polis devleti ya da mücadele birliği

Kırılgan bir hayret hepimizin ensesinde nefesini üflüyor. Oyunbozan bir cesarete hayran kalmışız, nerede görsek ayakta alkışlayacağız. Ölmüş vaatleri sürüklemenin hamalı olmuşken, yeniden ve yine diye diye kendimizi ayağa kaldırıyor, sabahlara varıyoruz. Yoksa biz ölümü hayatın önünde koşturuyoruz zaten.

Emrivaki tercihler önümüzde bir set gibi duruyor. O yüzden burası hayatevi, cezaevinin dışarısı, bir başka yerden farklı görünümü. Cevapsız mektuplar gibi her gün, uçurtma gibi her soru. Varmak istediğimiz yerlerin rüyası, varmaktan kaçtığımız yerlerin kâbusu olduk. Oysa yaşamak başka bir dilde, başka bir şekilde başlıyor.

Gerçekler ıslığa benzer, illaki birilerinin dudağına konuk olur. Mevsimler gibi değişen insan, hissettiği mevsimin hava durumuna göre yaşamını mümkün kılar. İhtiyaçlar, ihtiyatlar ve nereden geldiğini ihbar etmeler gırla yer edinir. Kaybetmek insana en yakın mesafede duruyor. Pusu değil bu, düello da değil, ahmak bir fikir de değil, şah damarı kadar her birimize yakın bir mesafede.

Kaldığımız yerden devam edemediğimiz için bunca yara kabuk bağlayamıyor. Vasatlığın tezahüratlar eşliğinde ciddi bir eşiği aşıp penceremize konmasını şaşırmadan izliyoruz. Alışkanlık en berbat ve en eski bir ısrardır, hayatta kalmak için tutamaktır da bazen.

Bir şeyler gelir, çatlamış sabır taşının nidasını uğuldar. Bağırmadan, çığlıklara başvurmadan gelir. Duymazdan gelen kulakları sağır eder, düşünmekten vazgeçen akla musallat olur. Yani görmeyene göz, duymayana işaret, susana rehber olur. İşte orada hatırlamanın ruhu, unutmama inadının Pandora kutusu açılır. Herkese kör bir cesaret, nakavt olmuş bir sessizlik payı düşer.

Mitlerden, masallardan tövbe eden her kulak, yerkürenin kalp atışlarına şahit olur. Kıyamettir, eski çağlardır, hepsi kendini devirip yarınlara müjde olur. Kimin nerede varsaydığı, kimlerin neyi planladığı lağvedilir. Bize bunlarla gelen yarınların sırlarına muhtacız. Nevri dönmüş her düş, bize bir manevra alanıdır.

Yine de o kadar gecikmedik. Vardığımız bu hengâme, bu yangın ve bu kader, yeniden yazılmak ve yeniden yaşanmak için. Yaşadıklarımıza suflör olduk, yapamadıklarımızın ardına düşüp ah çektik. Yok pişmanlık ya da vazgeçmek çünkü her birinin yükünü taşıyarak yokuşları aşındırıyoruz. Biz yaptıklarımızın isyanını bilmiyoruz.

Derler; her bir coğrafyada insan yaptıklarının cahilidir ve insan yaptıklarını unutmakla mükelleftir. Hayat yargıladı bizi ve bir yerlere, kahreden bir duygudurumuna tayin edip terk etti. Öyle sanıyoruz. Zaten biz yaptıklarımızı hatırlamamak, yapmak istediklerimizi unutamayarak varız.

İnsan anlattıklarına inanır. İnsan anlattıklarıyla aldanır ve alışır ve alay eder. Gösterişli bir seremoni, itibar kazanmış ama aslında hor görülmesi gereken bir tiradın açtığı düşünme şekliyle, hepsi beraber yürüyor. Ayık olmak lazım, ayrı durmak elzem. Ayartan çok enstrüman var, albenisi geçerli sayılan aldatılmalar var.

İnandıklarımızla tok, bilmek istediklerimize aç kalmak lazım. Izdırap geçmek için uğrar, umutlar avutmak için hayalet gibi dolaşır. Gerçeklere hayat, yarınlara eylem gerek. Çünkü yaşayarak öğrendik: Kapısını kırmadığımız her yalan, bizim anahtarımız olur.

 Haftanın kitap önerisi: Hisham Matar, Dönüş – Babalar, Oğullar ve Aradaki Memleket / Çeviren: Yasemin Çongar, Siren Yayınları

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

2 Kasım eğitimci grevi

Sonraki Haber

Gazetecilere tutuklama: MA ve JINNEWS muhabiri 9 gazeteci tutuklandı

Sonraki Haber
Gazetecilere tutuklama: MA ve JINNEWS muhabiri 9 gazeteci tutuklandı

Gazetecilere tutuklama: MA ve JINNEWS muhabiri 9 gazeteci tutuklandı

SON HABERLER

Almanya’dan İsrail’e destek

Almanya’dan İsrail’e destek

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Sancı, umut ve başka haller

Bir güneş tutulması meselesi…

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Yazarlar

Devletsiz

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

İktidarın söylediklerine mi eylediklerine mi bakalım?

İktidarın söylediklerine mi eylediklerine mi bakalım?

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

Yarım Kalanlar: Direnişin kalbinde açan bir roman

Yarım Kalanlar: Direnişin kalbinde açan bir roman

Yazar: Yeni Yaşam
17 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır