• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Gerçekten bir kurşunun bedeli ne?-Aziz Ferman

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
17 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Devletler toplumlar üzerindeki iktidarlarını her zaman toplumun onları bir egemenlik aygıtı olarak kabul etmelerine dayandırırlar. Bu kendini kabul ettirme ya da toplumda rıza üretme süreci, zoru kapsamakla birlikte daha çok zihinsel hegemonya üzerinden yaşam bulur. Toplumun zihniyetini şekillendirme olarak da ifade edebileceğimiz bu süreçle “baskı aygıtı” olan devletin iktidarı toplum tarafından “olumlu” olarak görülmesine yol açar. Devletin kendini “olumlu” olarak sunması aslında hakikatti çarpıtmasından ibarettir ve gerçek yüzünü gizlemesidir.

Devlette bir olgu olarak daha baştan itibaren içsel olan bu çarpıtma durumu onun günümüzdeki temel formu olan ulus devlette oldukça derinleşmiştir. Ulus devletlerin rıza üreterek toplumu kontrol altına alma yöntemleri zengindir. Toplumun her zerresine iktidarını dayatması ile farklılaşan ulus devlet bu kapsamlı amacı nedeniyle düşünsel saldırılarını oldukça çeşitlendirir. Bu açıdan ulus devletin kendini olumlu gösterme yöntemleri ve bu amacı doğrultusunda kullandığı ideolojik argümanlar detaylıdır. Bu her ne kadar bütünsel bir durum olsa da ulus devletin toplumu savunduğu ve onun güvenliğini sağladığı iddiasını Türkiye zemininde ele almak önemlidir. Çünkü AKP-MHP iktidarı yerel seçimlere giderken kullandığı tek söylem budur. “Devletin bekası” diye ifade ettikleri ve toplumu hayali düşmanlarla korkutmaları iktidarlarını sürdürebilmelerinin yegâne yoludur.

Nitekim otoriterliğin doğal sonucu olarak iktidarını “güvenlik” üzerine kuran Tayyip Erdoğan geçenlerde miting alanında toplanan kitlelere gerçekten çok önemli bir soru sordu: “Domates, biber, patlıcan diyorlar. Siz bir merminin fiyatı nedir biliyor musunuz?” Ekonomik krizin derinleştiği ve insanların her geçen gün yoksullaştığı bir dönemde bu soru, hükümetin politikalarının ne denli toplum karşıtı olduğunu göstermesi açısından gerçekten de kritiktir. Peki, toplumdan nerdeyse her işlemde alınan vergiler, insanlar temel gıda malzemelerini biraz daha ucuza alabilmek için uzun kuyruklara girerken, emekçilerin ekonomik hakları sürekli tırpalanırken kurşuna, son teknoloji ile üretilen bombalara, demokratik kitle eylemlerini engellemek için gaz bombalarına, TOMA’lara harcanması nasıl açıklanabilir. Ortada halkın tümünün yaşamını tehlikeye sokan bir tehdit mi var? Yoksa Erdoğan politikalarının halkı ne kadar zor duruma soktuğunu görerek yanlışlığını mı itiraf ediyor? Kuşkusuz hayır.

Aslında Tayyip Erdoğan, ulus devletin her zamanki çarpıtmasını kurnazca kullanarak halkı yoksulluğa ikna etmeye çalışıyor. Devletin tüm imkânlarını sırf kendi iktidarını sürdürmek için savaşa yatırırken insanları ‘ben sizi koruyorum’ yalanına inandırmaya çalışıyor. Gerçekler ise açık bir şekilde ortadır. Erdoğan’ın örnek verdiği barış adası Afrin’de ve Rojava’da tüm insanlığın umutla karşıladığı devrim yapan Kürtler, Türkiye toplumuna tehdit mi oluşturuyorlardı? Bu soruya şovenizmin gözünü kör etmediği kimse “Evet” diyemez. 100 günü bulan açlık grevi direnişiyle tüm insanlığa demokrasi, özgürlük ve bunun için tecridin kırılması çağrısı yapan Sayın Leyla Güven, toplumu tehdit mi ediyor ki evinin önünde sürekli bir kuşatma yapılıyor ve neredeyse bir kışla kuruluyor. Ona destek olmaya çalışan her yürüyüşlerinde bir milletvekilline nerdeyse 100 polis düşecek şekilde saldırılan HDP milletvekilleri mi tehdit? Yoksa tehdit varlığını toplumsallığını her halk gibi yaşamak isteyen Kürt halkı mı?

Ortada Türkiye toplumunun güvenliğini tehdit eden bir durum yoktur. İktidar tarafından yaratılan sahte korkular vardır. Bir histeri olarak Türk toplumuna Kürt düşmanlığı aşılanmak isteniyor. Oysa AKP-MHP hükümeti sadece kendi iktidarı için insanları ölüme ve açlığa sürüyorlar. Ekonomik krizin nedeni de olan bu politikalarını güvenlik maskesi ile gizlemeye çalışıyorlar.

Bu maskenin ardında inanılmaz imtiyazlar tanınan uluslararası silah tekelleri var. Devletin imkanlarını rant olarak dağıttığı kendine bağlı zenginleşen bir zümre var. Mutlaka uluslararası ortakları olan ve ihalelerle beslenen bu “milli ve yerli” kesimin gerçekten de domates, biber ve patlıcan fiyatı ile ilgili bir problemi yok. Seçim kampanyası için açılan tanzim marketlerinde onlar sıraya girmeyecek. Gittikçe değer kaybeden TL onları değil emekçileri fakirleştiriyor ne de olsa. Onların iktidarı olan AKP-MHP hükümetinin de toplumun ekonomik olarak gerilemesini dert ettiği yok zaten. Yıllardır demokratik oluşumların ifade ettiği gibi devletin zorunlu olarak yapması gereken sosyal politikalara devletin bütçesinden daha fazla pay ayırmak zinhar düşünülmüyor.

Hâlbuki alınan her mermi, bedelini ödeyen toplumu biraz daha fakirleştiriyor. Bu politikalar Kürt sorununu daha da derinleştirdiği gibi Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırıyor. Demokrasi güçlerinin bu sahte güvenlik algısının ve sonuçsuz güvenlik politikalarının halkı yoksullaştırmasını geniş çapta işleyip toplumu bilinçlendirmesi gerekiyor. Bir merminin gerçek bedelinin herkes tarafından bilinmesi bu çıkmaz politikalardan kurtulmanın ilk adımlarından biri oluyor.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder, 11 Ocak günü, belli ki “yüreği elinde”, Selahattin Demirtaş’ın ardından Kocaeli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ’ı, Pervin...

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

22 Nisan günü, Keşmir’de gerçekleşen bir cihatçı saldırıda 28 sivil öldürüldü. Hindistan yönetimi altındaki sınır bölgesinde gerçekleşen bu katliamda kurbanların...

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Bugün 'Kürt Dili Bayramı'. Celadet Ali Bedirhan’ın 1932'de çıkardığı Kürtçe Hawar (Çığlık) dergisinin yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, 2006...

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Türkiye’nin çok kültürlü ve çok kimlikli yapısı, tarihsel olarak hem bir zenginlik hem de siyasal çatışmaların kaynağı olmuştur. Özellikle Kürt...

Yalnız ekonomi mi?

Ektiğinizi biçersiniz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Son on senede ektiği nefret söylemleriyle toplumu ayrıştırma noktasına getiren iktidar şimdi süslü vaatlerle iktidarını korumak istiyor. Özellikle de Kürtler...

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Sen hiç gerilla gördün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
14 Mayıs 2025

Aslında bu haftaki yazının başlığı 12. Kongre ve Önder Apo olacaktı. Ancak aşağıdaki yazıya öncelik vermem gerektiğini düşündüm. Bu yazıyı...

Sonraki Haber

Erkekler yönetti de ne oldu?

SON HABERLER

Kaytan ve Altun için Amed’te 18 Mayıs’ta yapılacak anmaya çağrı

Kaytan ve Altun için Amed’te 18 Mayıs’ta yapılacak anmaya çağrı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Muğla’da 4.4 büyüklüğünde deprem

Konya’da 5.2 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Kaytan ve Altun Dêrsim’de anılacak

Kaytan ve Altun için anma etkinlikleri devam ediyor

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

32 yılın ardından tahliye oldu: Mücadeleyi sürdüreceğim

32 yılın ardından tahliye oldu: Mücadeleyi sürdüreceğim

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Mexmûr’da kitlesel yürüyüşün ardından direniş çadırı kuruldu

Mexmûr’da kitlesel yürüyüşün ardından direniş çadırı kuruldu

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Ali Özgentürk hayatını kaybetti

Ali Özgentürk hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır